27 Kasım 2008 Perşembe

GENEL BİLGİLER

6.1.7. Basit Usule Tabi Mükelleflerde Belge Düzeni

6.1.7.1. Kullanılacak Belgeler
Basit usulde vergilendirilen mükellefler, hasılatları ile ilgili olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura, perakende satış vesikaları ve ilgili mevzuatta sayılan diğer belgeleri düzenlemek ve kullanmak zorundadırlar.
6.1.7.2.Belge Temini
Basit usule tabi mükelleflerin kullandıkları belgeler ve zarflar sadece Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) tarafından bastırılmaktadır.
Bu mükelleflerin kayıtları ister odalar bünyesinde oluşturulan muhasebe bürolarında tutulsun, ister kendileri tutsun, belgelerini bağlı oldukları oda veya birlikten temin edeceklerdir.
Mükelleflerin bulunduğu yerde bağlı oldukları oda veya birlik yoksa veya bulunduğu yerde bağlı olacağı oda veya birlik kurulmamış ise; en yakın oda veya birliğe veya karma odaya kayıt yaptıracaktır. Belgelerini de kayıt yaptırdığı bu odadan temin edeceklerdir.
Basit usulde vergilendirme kapsamında bulunup, meslek odalarına üye kayıtları yapılamayan, traktörle nakliyecilik yapanlar, hususi oto ile ticari faaliyette bulunanlar, biçer döver işletmecileri ile inşaat ustaları gibi mükellefler, kullanacakları belgeleri ikinci sınıf tüccarların tabi oldukları esaslar çerçevesinde (anlaşmalı matbaalara bastırmak veya noterlere tasdik ettirmek suretiyle) temin edebilmektedirler. Anılan mükellefler, diledikleri takdirde kullanacakları belgeleri faaliyette bulundukları yerdeki herhangi bir oda veya birlikten de temin edebilmektedirler.
6.1.7.3. Kayıtların Tutulması
Basit usule tabi mükelleflerin kayıtları, bağlı oldukları oda veya birlikler bünyesinde kurulan muhasebe bürolarında tutulmaktadır. Bu bürolarda 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış yeterli sayıda meslek mensubunun çalıştırılması zorunludur.
İsteyen mükellefler, kayıtlarını hiçbir izne gerek olmadan kendileri de tutabilmektedir. Bu takdirde, vergilendirme ile ilgili ödevlerin tamamı kendilerince yerine getirilecektir. İsteyen mükellefler ise kayıtlarını meslek mensubuna da tutturabilirler.
Mükellefler, satış ve hizmetleri için düzenledikleri hasılat belgelerini bir zarfta, faaliyetleri ile ilgili olarak mal ve hizmet alışları ile giderleri için aldıkları gider belgelerini başka bir zarfta toplayıp saklayacaklardır. Kayıtları odalarda tutulan mükellefler ise her aya ait zarfları izleyen ayın 10’una kadar kaydının tutulduğu büroya teslim edeceklerdir.
Mükelleflerden zarf içinde alınan belgeler bürolarda işletme hesabı defterinin gelir ve gider sayfalarındaki işlem başlıkları esas alınarak bilgisayar ortamına aktarılacaktır. Bu belgeler cari yıl sonuna kadar bürolarda saklanacaktır.
6.1.7.4. Belge Düzenlenmesinde Uyulacak Esaslar
Basit usulde vergilendirilen mükellefler ikinci sınıf tüccarların tabi olduğu usul ve esaslar dahilinde belge düzenlemek durumundadırlar.
Ancak;
Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesindeki yetkiye istinaden, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin yeni düzenlemeye intibak edebilmeleri ve gerekli hazırlıkları yapabilmeleri için;
– Belge vermedikleri günlük hasılatları için gün sonunda tek bir fatura düzenlemeleri, – Düzenlenen faturanın alıcıya ilişkin bilgiler yerine "... tarihli toplam hasılat" ibaresinin yazılması,
şeklinde kolaylık sağlanmış ve konuya ilişkin açıklamalar 215 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmıştır.
Söz konusu uygulama aynı usul ve esaslar dahilinde 41 seri No`lu Gelir Vergisi Sirküleri ile 31.12.2006 tarihine kadar uzatılmıştır. Bu imkandan yararlanmak isteyen mükellefler, müşterilerinin istemeleri halinde fatura veya perakende satış vesikası (dolmuş işletenler hariç) vermek zorundadırlar.
6.1.7.5. Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanılması
Gelir Vergisi Kanununun 51 inci maddesinin Ödeme Kaydedici Cihazları kullanan mükelleflerin basit usulden faydalanamayacağına ilişkin 11 numaralı bent hükmü, 4444 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle 14.08.1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığından, basit usulde vergilendirilen mükelleflerden isteyenler, bu tarihten itibaren ödeme kaydedici cihaz kullanabileceklerdir.
6.1.7.6. İktisadi Kıymetlerin Satışında Belge Düzenlenmesi
Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin taşıt ve diğer sabit kıymetlerini satmaları dolayısıyla fatura düzenleme yükümlülükleri bulunmamaktadır. Bu mükelleflerce yapılan taşıt satışlarının noter satış sözleşmesi ile, diğer sabit kıymet satışlarının ise gider pusulası düzenlenerek tevsik edilmesi mümkündür.
6.1.7.7. Belgelerin İptali
Basit usulde vergilendirilen mükelleflerden işlerini terk edenlerin kullanmadıkları belgelerin iptal işlemleri, belgeleri veren oda veya birliklerce yapılmaktadır. Belgelerini anlaşmalı matbaalara bastırmak veya noterlere tasdik ettirmek suretiyle temin eden mükelleflerin belgelerinin iptali, vergi dairelerince yapılmaktadır.
İşini terk edenlerden, söz konusu belgeleri ibraz edemeyenler ile eksik belge ibraz edenler veya belgelerini kaybettiğini bildiren mükelleflerin durumu, belgeyi veren oda veya birliklerce düzenlenen tutanak ile tespit edilecektir. Bu mükellefler hakkında ikinci sınıf mükelleflerde olduğu gibi bir taraftan usulsüzlük cezası kesilirken, diğer taraftan dönem vergi matrahlarının tespiti için takdir komisyonuna sevk edilir.
6.1.7.8. Muhafaza ve İbraz Yükümlülüğü
Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin, bir takvim yılı içinde aldıkları mallara ve hizmetlere ait alış belgeleri ve yaptıkları giderler ile hasılat belgeleri kayıtlarının tutulduğu bürolarda muhafaza edilecektir. Cari takvim yılına ilişkin belgelerin ibrazı da bu bürolardan talep edilecektir.
Cari takvim yılı kayıtlarının tutulması ve vergilendirmeyle ilgili tüm ödevler bürolarca yerine getirilecektir. Yıllık beyannamenin verilmesinden sonra o yıla ilişkin belgeler muhafaza edilmek üzere mükellefe teslim edilecektir. Teslim alınan belgeler, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılı başından başlayarak 5 yıl süre ile mükelleflerce muhafaza edilecektir.
6.1.7.9. Sahte veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Düzenlediği veya Kullandığı Tespit Edilen Mükelleflerin Durumu
Basit usule tabi ticaret erbabından, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı tespit edilenler, bu hususun kendilerine tebliğ edildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren ikinci sınıf tüccarlara ilişkin hükümlere tabi olurlar.
6.1.7.10. Basit Usule Tabi Mükelleflerce Düzenlenen Belgelerin Vergi İadesi ve Özel Gider İndirimi Karşısındaki Durumu
Basit usulde vergilendirilen mükelleflerce düzenlenen fatura ve fatura yerine geçen belgeler, 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkında Kanunu uyarınca vergi iadesine ve Gelir Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca vergi indirimine konu harcama belgesi olarak kabul edilecektir.
6.1.8. Basit Usule Tabi Mükelleflerin Yanında Çalışanların Durumu
Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin kendi işyerlerinde bilfiil çalışmaları veya bulunmaları şarttır. Ancak, bu mükelleflerin işlerinde yardımcı işçi çalıştırmaları veya çırak kullanmaları bu şartı bozmayacaktır.
Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin yanında çalışan kişiler diğer ücretli olarak vergilendirilecektir. Diğer ücret kapsamında vergilendirilenler vergi karnesi almaya mecburdurlar.
Kazançları basit usulde vergilendirilen ticaret erbabı, yanında çalışanların vergi karnesi almalarını ve karnelerinde yazılı vergilerini ödemelerini temin etmeye mecburdurlar.
6.1.9. Basit Usulde Katma Değer Vergisi Uygulaması
Basit Usulde vergilendirilen mükelleflerin teslim ve hizmetleri 4842 sayılı Kanunla 01.07.2003 tarihinden itibaren katma değer vergisinden istisna tutulmuştur.
Buna göre;
Basit usulde vergilendirilen mükellefler, mal teslimleri ve hizmet ifalarında katma değer vergisi hesaplamayacaklar, bunlardan mal ve hizmet alan mükellefler de katma değer vergisi indirimi yapmayacaklardır.
Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden mal ve hizmet satın alan basit usulde vergilendirilen mükellefler, ödedikleri katma değer vergisini gider veya maliyet olarak dikkate alacaklardır.
6.1.10. Basit Usulde Vergi Tevkifatı ve Geçici Vergi
Gelir Vergisi Kanununun 94 ncü maddesinde, yaptıkları ödemelerden vergi tevkif edecekler arasında basit usulde vergilendirilen mükellefler sayılmamıştır. Bu nedenle, bu mükellefler yaptıkları ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapmayacaklar ve muhtasar beyanname vermeyeceklerdir.
Basit usulde vergilendirilen mükellefler geçici vergi ödemeyeceğinden buna ilişkin beyanname vermeyecekler ve bildirim de bulunmayacaklardır
6.2. GERÇEK USULDE VERGİLENDİRME
Basit usul koşullarını taşımayan gelir vergisi mükelleflerinin ticari kazançları gerçek usule göre tespit edilir.
Gerçek usule tabi mükellefler tutacakları defterler yönünden iki sınıfa ayrılırlar:
•Birinci sınıf tacirler
•İkinci sınıf tacirler
6.2.1.Birinci Sınıf Tacirler
6.2.1.1. Bilanço Esasında Defter Tutanlar
§ Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanlardan yıllık alımları veya satımları tutarları VUK`da belirtilen miktarlardan fazla olanlar (2005 yılı için yıllık alımlarda 88.000 YTL veya yıllık satımlarda 120.000 YTL, 2006 yılı için yıllık alımlarda 96.000 YTL veya yıllık satımlarda 130.000 YTL.)
§ Diğer işlerle uğraşanlardan bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı VUK`da belirtilen miktarı aşanlar (2005 yılı için 48.000 YTL, 2006 yılı için 52.000 YTL)
§ İlk iki bentlerde yazılı işleri beraber yapanlardan 2 nci bentte anılan iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı VUK`da belirtilen miktarı aşanlar (2005 yılı için 88.000 YTL, 2006 yılı için 96.000 YTL.)
§ Her çeşit ticaret şirketleri ile kooperatifler
§ Kurumlar vergisine tabi diğer tüzel kişiler
§ Kendi istekleri ile bilanço esasına göre defter tutanlar
6.2.1.2. Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti
Bilanço esasında ticari kazancın tespiti, GVK nun 38 inci maddesinde yer almaktadır. Birinci sınıf tacirler, hesaplarını bilanço esasında tutacakları defterlerde takip ederler.
Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
§ İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir; § İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu"nun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci madde hükümlerine uyulur.
Bilanço esasına tabi olan mükellefler aşağıda yazılı olan defterleri tutmak zorundadır:
§ Yevmiye defteri § Defteri kebir § Envanter defteri
Bu defterlerin yanısıra sürekli imalat işiyle uğraşanlar imalat defteri, banka, banker ve sigorta şirketleri banka ve sigorta muameleleri defteri, depo (ardiyeler) işletenler ambar defteri, yabancı nakliyat ve ulaştırma kurumları veya Türkiye’deki temsilcileri hasılat defteri tutmak mecburiyetindedirler. Ayrıca, 16 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliği ile yapılan düzenlemeye göre anonim şirketler, damga vergisi defteri tutmak zorundadır. (32 ve 33 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliği ile anonim şirket dışındaki diğer kurumlar vergisi mükellefleri ile kollektif ve adi komandit şirketler ve bilanço esasına göre defter tutan gerçek kişiler istemeleri halinde damga vergisi defteri tutabileceklerdir.)
Birinci sınıf tacirler, hesap dönemi sonunda bilanço çıkarırlar. Bunun için işletmeye dahil mevcutları, alacakları ve borçları saptarlar ve VUK hükümlerine göre değerlendirirler.
Ticari bilançonun vergi kanunlarına uyumlaştırılmış haline mali bilanço denir. Ticari kazanç, çıkarılan mali bilançolar üzerinden hesaplanır ve hesap dönemi sonunda ve başındaki öz sermaye tutarlarının karşılaştırılması ile bulunur. Dönem sonundaki öz sermayenin dönem başındakine göre fazla olan kısmı o dönemin ticari kazancı sayılır. Tersi durumda ise fark, zararı gösterir.
6.2.2. İkinci Sınıf Tacirler
Birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar, ikinci sınıf tacir sayılırlar ve ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
6.2.2.1. İşletme Hesabı Esasında Ticari Kazancın Tespiti
İşletme hesabı esasında ticari kazancın tespiti, GVK`nun 39 uncu maddesinde yer almaktadır. İkinci sınıf tacirler, kazançlarını işletme hesabı esasında tespit ederler. Bu usulde kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılatlarla, giderler arasındaki müspet farktan oluşur. Giderlerin daha fazla olması halinde zarar doğmuş olur.
Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları ifade eder. Giderler de, yapılan ödeme ve borçlanılan meblağlardan ikisini de kapsar.
Emtia alım satımı ile uğraşanlar her hesap dönemi sonunda, emtia envanteri çıkarırlar. İşletme hesabı esasında, emtia envanter kayıtları, işletme defterinin sonundaki boş sayfalarda veya ayrıca tasdikli olarak tutulacak envanter defterinde gösterilir.
Hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hasılata, hesap dönemi başındaki emtia mevcudu giderlere ilave olunur.
İşletme hesabı esasına tabi mükelleflerin genel olarak tutmak zorunda oldukları tek defter, işletme hesabı defteridir. Bunun yanında mükellefler yaptıkları işin niteliğine göre aşağıdaki defterleri tutacaklardır.
§ Bitim işleri defteri (VUK Md.200) § Ambar defteri (VUK Md.209)
İşletme hesabı defterinin sol tarafı gider, sağ tarafı hasılat kısmı olup, satışlar ister peşin ister taksitle yapılmış olsun satış tutarının tamamı hasılat olarak kaydedilecektir.
Gider tablosuna;
§ Çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki emtia mevcudunun değeri § Hesap dönemi zarfında satın alınan emtianın değeri ile yapılan bilumum giderler
Hasılat tablosuna;
§ Hesap dönemi zarfında satılan emtianın değeri ile hizmet karşılığı ve sair suretle alınan paralar § Çıkarılan envantere göre hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri kaydedilir.
6.2.2.2.Ticari Kazancın Tespitinde İndirilecek Giderler
Gelir Vergisi Kanunun 1 inci maddesinde belirlenen esaslara göre gelir safi tutarları üzerinden vergiye tabi tutulmaktadır. Safi tutarı tespit edebilmek için, gayri safi hasılattan indirilebilecek giderler GVK`nun 40 ıncı maddesinde sayılmış olup, aşağıda açıklanmıştır.
a) Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler,
b) Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı, 27 nci maddede yazılı giyim giderleri,
c) İşle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar,
d) İşle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderleri,
e) Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri,
f) İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar,
g) VUK hükümlerine göre ayrılan amortismanlar,
h) İşverenlerce, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen aidatlar,
i) İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları,
j) Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedeli.
a) Ticari Kazancın Elde Edilmesi ve İdame Ettirilmesi İçin Yapılan Genel Giderler
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin; kazancın elde edilmesi ve idamesi açısından bir illiyet bağının bulunması, giderlerin kazancın elde edilmesine yönelik olması, harcamaların yapıldığı geliri doğuran olayın vergiye tabi bulunması karşılığında gayrı maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete girecek giderlerden olmaması gerekir.
Genel olarak;
§ Kırtasiye, temizlik, ısıtma, aydınlatma, su ve telefon giderleri, § İşyeri, araç vb. giderleri, § Yapılan işle orantılı temsil ve ağırlama giderleri, § Bina, taşıt, emtia ve bunlara yönelik sigorta giderleri, § Finansman giderleri, § Pazarlama, satış ve dağıtım giderleri, § Reklam giderleri, § Yurt dışındaki kişilere ödenen komisyonlar, reklam giderleri, sorunlu ürün iadesi ve komisyon giderleri,
Bu türden giderlerdir.
Götürü Gider
GVK`nun 40 ıncı maddesinin 1 numaralı bendinin parantez içi hükmü ile, ihracat, yurtdışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetinde bulunan mükelleflere, bu bentte yazılı giderlere ilaveten, bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla, yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları tutarı gider olarak indirebilme imkanı getirilmiştir.
Ticari kazançlarda vergilendirilecek kazancın tespitinde indirim konusu yapılacak giderlerin VUK hükümlerine göre belgelendirilmesi gerekmektedir. Götürü gider uygulaması bunun bir istisnası olup, mükelleflerin bu uygulamaya yönelik olarak herhangi bir belge ibraz etme yükümlülükleri bulunmamaktadır.
Söz konusu uygulamadan ihracat, yurt dışında inşaat, onarım, montaj, taşımacılık ile uğraşanlar yararlanabilecektir.
Götürü gider uygulamasından GVK 45 inci madde kapsamındaki işleri yapan dar mükellefler hariç olmak üzere tam ve dar mükellefler yararlanabilecektir.
b) Hizmetli ve İşçilerin İş Yerinde veya İş Yerinin Müştemilatında İaşe ve İbate Giderleri, Tedavi ve İlaç Giderleri, Sigorta Primleri ve Emekli Aidatı, 27. Maddede Yazılı Giyim Giderleri
Bu giderler sigorta primi ve emeklilik aidatları; kanunla kurulan sigorta şirketleri ve emekli sandıklarına işveren payı olarak ödenen tutarlardır. Özel sigortalar için yapılan ödemeler bu kapsamda değildir. SSK primlerinin gider yazılabilmesi için SSK`ya fiilen ödenmiş olması gerekir. Sigorta primleri bu nedenle, dönemine ve ait olduğu yıla bakılmaksızın, fiilen ödendiği tarihte gider yazılır.
Hizmet erbabına yapılan giyim giderleri işin icabına uygun olarak verilen ve bunların işten ayrılması halinde geri alınan eşyalardır. Ancak, hizmet erbabına özel yaşamında kullanılması için verilen giyim eşyası ayın şeklindeki ücret olarak değerlendirilir.
c) İşle ilgili Olmak Şartıyla, Mukavelenameye; İlama veya Kanun Emrine İstinaden Ödenen Zarar, Ziyan ve Tazminatlar
Söz konusu zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak dikkate alınabilmesi için;
§ İşle ilgili olması, § Kanun hükmüne veya sözleşmeye veya ilama bağlı olması
şarttır.
Ancak, teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların kanunen kabul edilmeyen gider olduğu hükme bağlandığından, GVK 40/3`de belirtilen zarar, ziyan ve tazminatların teşebbüs sahibinin suçlarından doğmamış olması gerekmektedir.
d) İşle ilgili ve Yapılan İşin Ehemmiyeti ve Genişliği ile Mütenasip Seyahat ve İkamet Giderleri
Söz konusu giderler;
§ işle ilgili, § işin ehemmiyeti ve genişliği ile orantılı, § seyahat maksadının gerektirdiği süre ile sınırlı olarak indirilebilir.
Ancak turistik mahiyetteki gezi harcamaları ile eşle çıkılan iş seyahatlerinde yapılan harcamaların eşe isabet eden kısmı gider olarak dikkate alınmaz.
e) Kiralama Yoluyla Edinilen veya İşletmeye Dahil Olan ve İşte Kullanılan Taşıtların Giderleri
Taşıtın işletmeye dahil olması demek, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerde, taşıtın bilançonun aktifinde yer alması demektir.İşletme hesabı esasına göre defter tutulması halinde ise taşıt, işletme hesabı defterinin demirbaşlarının kaydedildiği sayfada yer almalıdır. Ayrıca amortisman defteri tutuluyor ise orada da yer almalıdır.
Taşıtlar için yapılan harcamanın gider olarak kaydedilebilmesi için taşıtların kesinlikle işte kullanılması gerekmektedir. Ayrıca işletme aktifinde bulunmamakla beraber kiralama yolu ile edinilen ve işte kullanılan taşıtların giderleri de indirilebilecektir.
f) Ayni Vergi Resim ve Harçlar
İşletme ile ilgili olmak şartı ile ödenen bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmektedir.Buna göre;
§ İşletme ile ilgili olan § Maddede sayılanlarla aynı mahiyette olan vergiler (banka ve sigorta vergileri, emlak vergileri, işletme ile ilgili olan taşıt vergileri) gider olarak kabul edilebilmektedir.
Ancak, Motorlu Taşıtlar Vergisinin 14 üncü maddesine göre, I-III-IV sayılı listelerde yer alan taşıtlardan alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamları gelir ve kurumlar vergisi matrah tespitinde gider olarak kabul edilmez. Sözü edilen tarifelerde yer alan taşıtlardan sadece ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtların vergileri gider yazılabilir.
g) VUK Hükümlerine Göre Ayrılan Amortismanlar
Amortisman ayırabilmek için amortismana tabi kıymetin;
§ İşletmede kullanılması § İşletmede 1 yıldan fazla kullanılması ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması gerekmektedir.
Değeri VUK`da belirtilen meblağları aşmayan peştamallıklar (2005 yılı için 480 YTL) ile işletmede kullanılan ve değeri VUK`da belirtilen meblağları aşmayan (2005 yılı için 480 YTL) alet ve demirbaşlar amortismana tabi tutulmayarak doğrudan doğruya gider yazılabilir. İktisadi ve teknik bakımdan bütünlük gösterenlerde bu sınır topluca dikkate alınır.
h) İşverenlerce, Sendikalar Kanunu Hükümlerine göre Sendikalara Ödenen Aidatlar
Bu aidatların bir aylık tutarı, işyerinde işçilere ödenen çıplak ücretin bir günlük toplamını aşamaz.
Çıplak ücret; fazla mesai, prim, ikramiye, sosyal yardım gibi ek ödemeleri ihtiva etmeyen ücrettir. Çıplak ücretin brütlerinin aylık toplamının 30 a bölünmesi suretiyle ilgili ay için gider yazılabilecek aidat tutarı bulunur. Ancak aidatların işveren tarafından gider yazılabilmesi için aidatın ilgili olduğu yılda sendikaya ödenmesi gerekir.
i) İşverenler Tarafından Ücretliler Adına Bireysel Emeklilik Sistemine Ödenen Katkı Payları
4697 sayılı Kanunla 07.10.2001 tarihinden geçerli olmak üzere, GVK`nun 40 ıncı maddesine eklenen hükümle işverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebilecektir.
Bu kapsamda indirim konusu yapılabilecek tutar, ücretlinin elde ettiği brüt ücretin %10’unu ve yıllık bazda asgari ücretin brüt yıllık tutarını aşamayacaktır.
Aynı hüküm ücretliler tarafından ödenen katkı payı tutarı içinde geçerlidir.
Hem işveren hem de ücretli tarafından katkı payı ödenmesi ve toplam tutarın yukarıda belirtilen sınırı (ücretin %10`nu ve asgari ücret tutarı) aşması halinde, indirimin öncelikli olarak ücret matrahının tespitinde mi yoksa ticari kazancın tespitinde mi yapılacağı konusu taraflarca serbestçe belirlenebilecektir.
Gider olarak dikkate alınacak tutarın tespitinde yıllık asgari ücret ve aylık ücret ifadelerinden brüt ücretin anlaşılması gerekmektedir
Örnek 1: Bir işverenin Nisan 2004 döneminde çalışanı adına bireysel emeklilik sistemine ödediği katkı payı tutarı 200 milyon liradır.
Aylık Brüt Ücret 1.800.000.000 TL
Bireysel Emeklilik Sistemine İşveren Tarafından Ödenen Katkı Payı Tutarı 200.000.000 TL
Önceki Dönemlerde (Ocak-Mart/2004) İndirim Konusu Yapılmış Toplam Tutar 120.000.000 TL
Asgari Ücretin Yıllık Tutarı 5.202.900.000 TL
Brüt Ücretin %10 u 180.000.000 TL
Brüt Ücretin %5 i 90.000.000 TL
Ödenen katkı payı toplam tutarı 200 milyon lira olmasına rağmen brüt ücretin %10’unun 180 milyon lira olması nedeniyle, işveren tarafından ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebilecek katkı payı tutarı 180 milyon lira olacaktır.
İşveren tarafından ödenen ancak GVK`nun 40/9. maddesine göre indirilemeyen 20 milyon lira ise ücret olarak vergilendirilmek suretiyle ticari kazancın tespitinde dikkate alınacaktır.
j) Gıda Bankacılığı Faaliyetinde Bulunan Dernek ve Vakıflar
5035 sayılı Kanunla GVK’nun 40 ıncı maddesine eklenen 10 numaralı bent hükmü ile gıda bankacılığı kapsamında yapılan yardımlar 01.01.2004 tarihinden itibaren ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.
Gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin bağışının dernek veya vakfa yapılmış olması gerekmektedir. İhtiyacı bulunanlara doğrudan veya başka organizasyonlar aracılığıyla yapılacak anılan maddelerin yardımının yukarıda belirtilen maddeler kapsamında yapılmış bağış olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Bağışı kabul edecek dernek veya vakfın tüzüğünde veya senedinde ihtiyacı bulunanlara gıda yardımı yapabilmesine ilişkin hükümlerin bulunması gerekmektedir. Bununla beraber, dernek veya vakfın başka alanlarda da faaliyet gösteriyor olmasının, kamuya yararlı dernek veya vergiden muaf vakıf olup olmamasının uygulama açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
İndirim konusu yapılacak bağışlar, bağışa konu mal bedeli Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde belirtilen fatura düzenleme sınırının altında kalsa dahi mutlaka fatura ile belgelendirilecek ve ayrıca taşıma için sevk irsaliyesi düzenlenecektir.
Bağışlanan mala ilişkin bilgileri eksiksiz olarak içerecek fatura, bağış yapılan dernek veya vakıf adına düzenlenecektir. Mal bedeli olarak faturada, bağışa konu malın maliyet bedeli (yüklenilen katma değer vergisi hariç) yazılı olacaktır.
Faturada “İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır” ibaresinin yer alması zorunludur.
Ticari işletmeye dahil malların (gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin) bağışlanması durumunda bu malların maliyet bedeli Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi çerçevesinde gider kaydedilir. Bu işlem, faturanın bir yandan gelir bir yandan da gider kaydedilmesi suretiyle gerçekleştirilir.
Bağışlanan maddelerin işletmeye dahil olmaması halinde ise, söz konusu malın maliyet bedeli Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesi çerçevesinde yıllık beyannamenin bağış ve yardımlara ilişkin bölümüne yazılarak gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınacaktır.
6.2.2.3. Ticari Kazancın Tespitinde İndirilemeyecek Giderler
Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesinde sayılan aşağıdaki ödemeler ticari kazancın tespitinde gider kabul edilemez:
a) Teşebbüs sahibi ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya aynen aldıkları sair değerler;
b) Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar;
c) Teşebbüs sahibinin işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek faizler;
d) Teşebbüs sahibinin, eşinin ve küçük çocuklarının işletmede cari hesap veya diğer şekillerdeki alacakları üzerinden yürütülecek faizler;
e) Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar;
f) Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklâm giderlerinin %50 si ;
g) Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları;
h) Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddî ve manevî zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri.
Bu maddenin uygulanmasında, kollektif şirketlerin ortakları ile adi ve eshamlı komandit şirketlerin komandite ortakları teşebbüs sahibi sayılır.
a) Teşebbüs Sahibi ile Eşinin ve Çocuklarının İşletmeden Çektikleri Değerler ile Bu Kişilere Yapılan Bazı Ödemeler
GVK`nun 41 inci maddesinin ilk dört bendinde teşebbüs sahibi ile eşi ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya aldıkları sair iktisadi değerler ile teşebbüsten bu kişilerce yapılan bazı ödemelerin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Bu bentlerde yer alan düzenlemeler, işletmenin ticari varlığı ile işletme sahip ya da yakınlarının kişisel varlıklarının birbirinden ayrılması, ticari işletmeye ilişkin giderlerle, işletme sahip ya da yakınlarının özel tasarruflarının giderlerinin birbirinden ayrılması amacını taşımaktadır. MENKUL SERMAYE İRADI ELDE EDENLERİN GELİR VERGİSİ BEYANNAME DÜZENLEME REHBERİ (2006)
BU KİTAPÇIKTA NELER BULACAKSINIZ?
Gerçek kişilerce 2005 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının beyan edilip edilmeyeceğine, beyan edilmesi halinde beyannamenin verilmesi ve verginin ödenmesine ilişkin açıklamalar bu kitapçıkta yer almaktadır.
KİTAPÇIKTA HANGİ GELİRLERİN BEYANINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR YER ALIYOR?
Menkul sermaye iratlarına yönelik olarak hazırlanan bu kitapçıkta, aşağıda belirtilen gelirlerin beyanına ilişkin açıklamaları bulacaksınız.
- Mevduat faizleri - Devlet tahvili ve Hazine bonosu faizleri ile diğer her türlü tahvil ve bono faizleri - Hisse senedi kar payları (temettü gelirleri) - İştirak hisselerinden doğan kazançlar - Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları - Özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları - Menkul kıymetler yatırım fonlarının katılma belgelerine ödenen kar payları - Repo gelirleri - Kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirleri - Alacak faizleri - Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller - İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar - Her çeşit senetlerin ıskonto edilmesi karşılığında alınan ıskonto bedelleri - Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından çeşitli adlar altında yapılan ödemeler.
BÜTÜN MENKUL SERMAYE İRATLARININ YILLIK BEYANNAME İLE BEYAN EDİLMESİ ZORUNLU MUDUR?
2005 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının bir kısmı tutarı ne olursa olsun, bir kısmı ise elde edilen gelirin belirli bir tutarı aşmaması halinde yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir.
Menkul sermaye iratlarının yıllık beyanname ile beyan edilip edilmeyeceğine ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
TUTARI NE OLURSA OLSUN BEYAN EDİLMEYECEK MENKUL SERMAYE İRATLARI
Aşağıda belirtilen gelirler tutarı ne olursa olsun beyan edilmez. Diğer gelirler nedeniyle verilen beyannameye de dahil edilmez.
1. Vergi kesintisine tabi tutulmuş olan;
- Mevduat faizleri, - Özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları, - Repo gelirleri, - Menkul kıymetler yatırım fonlarının katılma belgelerine ödenen kar payları veya bu fonların katılma belgelerinin İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında alım satımından elde edilen kazançlar ile Türkiye’de kurulu vadeli işlem ve opsiyon borsalarında yapılan işlemler sonucunda elde edilen kazançlar.
2. 07/10/2001 tarihinden itibaren düzenlenen şahıs sigorta poliçeleri dolayısıyla elde edilen menkul sermaye iratları.
3. Kurumlar vergisi mükelleflerince 31/12/1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde edilen kazançların dağıtımı halinde, gerçek kişilerce elde edilen kar payları.
4. Kurumların karlarını sermayeye eklemek suretiyle gerçekleştirdikleri kar dağıtım işlemlerinde gerçek kişi ortaklarca elde edilen kar payları.
BELİRLİ BİR TUTARI AŞMAMASI HALİNDE BEYAN EDİLMEYECEK MENKUL SERMAYE İRATLARI
Geliri sadece menkul sermaye iratlarından ibaret olan mükelleflerin elde ettikleri menkul sermaye iratlarının gayri safi tutarları toplamının 15 bin YTL’yi aşmaması halinde, vergi kesintisine tabi tutulmuş olanlar beyan edilmeyecektir.
Vergi uygulamasında, kesinti oranı sıfır olarak belirlenmiş kazançlar vergi kesintisine tabi tutulmuş kabul edilmektedir.
Menkul sermaye iratlarının gayri safi tutarları toplamının belirlenen haddi aşıp aşmadığının tespitinde, tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecek olan menkul sermaye iratları dikkate alınmayacaktır.
Elde edilen gelirin 15 bin YTL’yi aşmaması halinde beyan edilmeyecek menkul sermaye iratları aşağıda belirtilmiştir.
- Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler.
-Tam mükellef kurumlardan elde edilen kar payları.
Elde edilen gelirin 15 bin YTL’yi aşması halinde bu gelirlerin tamamı (istisna edilen tutarlar hariç) yıllık beyanname ile beyan edilecektir.
Menkul sermaye iratları toplamının 15 bin YTL’yi aşıp aşmadığının tespitinde indirim oranı ve istisna uygulanabilecek menkul sermaye iratlarının, indirim oranı ve istisna uygulandıktan sonra kalan kısımlarının dikkate alınması, bu iratların beyan edilmesinin gerektiği durumlarda ise indirim oranı ve istisna uygulandıktan sonra kalan kısımlarının beyan edilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen gelirlerden, dövize, altına veya başka bir değere endeksli olanlar ile döviz cinsinden ihraç edilenler hariç her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile menkul kıymetler yatırım ortaklıklarından sağlanan kar payları, indirim oranı uygulamasından, Devlet tahvili ve Hazine bonosu faizleri (26/07/2001 tarihinden önce ihraç edilenler hariç) ile tam mükellef kurumlardan elde edilen kar payları, ayrıca istisna uygulamasından yararlanmaktadır.
İndirim oranı ve istisna uygulamasına ilişkin açıklamalara ileride yer verilmiştir.
800 YTL’lik TUTARI AŞMAMASI HALİNDE BEYAN EDİLMEYECEK MENKUL SERMAYE İRATLARI
Türkiye’de vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan aşağıda belirtilen menkul sermaye iratlarının 800 YTL’lik tutarı aşmaması halinde, bu iratlar beyan edilmeyecektir.
- Kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirleri, - Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller, - İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar, - Her çeşit senetlerin ıskonto edilmesi karşılığında alınan ıskonto bedelleri, - Her nevi alacak faizleri, - Yurt dışından elde edilen diğer menkul sermaye iratları.
800 YTL’lik tutar bir istisna olmayıp, gelirin beyan edilip edilmeyeceğine yönelik tespitte dikkate alınacak bir haddir. Bu had yukarıda belirtilen gelirlerin her biri için ayrı ayrı uygulanmayacak olup, bu gelirler ile vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan gayrimenkul sermaye iratlarının toplam tutarı dikkate alınarak hesaplanacaktır.
İNDİRİM ORANI UYGULANARAK BEYAN EDİLECEK MENKUL SERMAYE İRATLARI HANGİLERİDİR?
Gelir Vergisi Kanununda bazı menkul sermaye iratlarının enflasyondan arındırıldıktan sonra kalan tutarlarının vergilendirilmesi öngörülmüştür. Enflasyondan arındırmaya ilişkin indirim oranı 2005 yılı için %53,7 olarak belirlenmiştir.
2005 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iratlarından;
- Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler, - Her nevi alacak faizleri, - Menkul kıymetler yatırım ortaklıklarından sağlanan kar payları, indirim oranı uygulanmak suretiyle beyan edilecektir.
Beyanname verme sınırı olan 15 bin YTL’nin hesabında, indirim oranı uygulanabilecek menkul sermaye iratlarının tutarı, indirim oranı uygulandıktan sonra kalan kısımlar itibariyle dikkate alınacaktır. Bu durumda, başkaca beyanı gereken gelirlerin bulunmaması halinde, indirim oranı uygulamasından yararlanabilecek menkul sermaye iratlarından, gayri safi tutarları toplamı 32.397,41 YTL’yi aşmayan tutarlar için yıllık beyanname verilmeyecektir.
Ticari işletmelere dahil kazanç ve iratlar için indirim oranı uygulanması söz konusu değildir.
DEVLET TAHVİLİ VE HAZİNE BONOLARINDAN ELDE EDİLEN GELİRLERDE İSTİSNA UYGULAMASI NASIL OLACAKTIR?
26/07/2001-31/12/2005 tarihleri arasında ihraç edilen Devlet tahvilleri ve Hazine bonolarının faiz gelirleri ile elden çıkarılmasından sağlanan diğer kazançlar toplamının 2005 yılında 174.033,88 YTL gelir vergisinden istisna edilmiştir. İstisna kapsamına giren söz konusu kazançlar için yıllık beyanname verilmeyeceği gibi, diğer gelirler dolayısıyla verilecek yıllık beyannameye de bu kazançlar dahil edilmeyecektir.
2005 yılında elde edilen ve gayrisafi tutarı (26/07/2001 tarihinden itibaren TL cinsinden ihraç edilenler) 408.280,52 YTL’yi aşmayan Devlet tahvili ve Hazine bonosu faiz gelirleri beyan edilmeyecektir.
İstisna, faiz gelirleri ile elden çıkarma dolayısıyla elde edilen diğer kazançlar toplamına uygulanacaktır. Bir gerçek kişinin, hem faiz hem de elden çıkarma dolayısıyla elde ettiği kazancının bulunması ve gelir toplamının istisna sınırını aşması halinde, istisnanın hangi kazanca uygulanacağı serbestçe belirlenebilecektir.
İstisna; faiz gelirleri açısından indirim oranı, elden çıkarma dolayısıyla elde edilen diğer kazançlar açısından ise maliyet bedeli endekslenmesi uygulandıktan sonra bulunan tutara uygulanacaktır.
İstisna, sadece gerçek kişilerce elde edilen kazançlar yönünden geçerli olup, ticari işletmelere ait olan bu tür gelirlere uygulanmayacaktır.
KAR PAYLARININ VERGİLENDİRİLMESİ VE BEYANI NASIL OLACAKTIR?
Gerçek kişilerce, tam mükellef kurumlardan elde edilen ve Gelir Vergisi Kanunu uygulaması bakımından kar payı sayılan gelirler aşağıdaki gibidir:
- Her nev’i hisse senetlerinin kar payları, - İştirak hisselerinden doğan kazançlar, - Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları.
Tam mükellef kurumlardan elde edilen ve yukarıda sayılan kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna olup, kalan tutar vergiye tabi gelir olarak dikkate alınacaktır. Beyana tabi başka gelirlerin bulunmaması halinde, gelir 15 bin YTL’yi aşıyor ise beyan edilecektir.
Beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, kurum bünyesinde karın dağıtımı aşamasında yapılan vergi kesintisinin tamamı mahsup edilecektir. Söz konusu kesinti oranı, halka açık olan ve olmayan tüm şirketler için %10 olarak uygulanmakta olup, mahsup sonrası kalan tutar genel hükümler çerçevesinde ret ve iade edilecektir.
Kurumların 31/12/1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde ettikleri kazançlarını dağıtmaları halinde, gerçek kişilerce elde edilen bu kar payları, tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir.
01/01/1999-31/12/2002 tarihleri arasında sona eren hesap dönemlerine ilişkin olup, kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlar ile Gelir Vergisi Kanununun Geçici 61 inci maddesi kapsamında vergi kesintine tabi tutulmuş olan yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançların dağıtılması halinde, gerçek kişilerce elde edilen kar paylarının net tutarına elde edilen kar payının 1/9’u eklendikten sonra bulunan tutarın yarısı vergiye tabi gelir olarak dikkate alınacaktır. Beyan edilen tutarın 1/5’lik kısmı hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.
KİMLER BEYANNAME VERECEK?
2005 yılında beyan edilmesi gereken menkul sermaye iradı elde edenler yıllık beyanname verecektir. Yıllık beyanname ile beyan edilmesi gereken menkul sermaye iratlarından bazılarına ilişkin bilgiler aşağıda tablo halinde gösterilmiştir.
Bu tablo, mükelleflerin menkul sermaye iratları dışında, beyanı gereken başkaca gelirlerinin olmadığı varsayılarak hazırlanmıştır.


MENKUL KIYMETLER VE DİĞER SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI 1/1/2006 TARİHİNDEN İTİBAREN NASIL VERGİLENDİRİLECEK?
Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile mevduat faizleri, repo gelirleri ve özel finans kurumlarından elde edilen gelirler banka ve aracı kurumlar vasıtasıyla tevkifat yapılmak suretiyle tek bir oranda (%15) vergilendirilecek olup, bu gelirler için tutarı ne olursa olsun gerçek kişilerce yıllık ve münferit beyanname verilmeyecektir. Diğer gelirlerin beyanı halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmeyecektir.
Ancak;
- 01/01/2006 tarihinden önce ihraç edilmiş her nevi tahvil ve Hazine bonoları ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerin elde tutulması veya elden çıkarılması suretiyle sağlanan gelirler ile,
- 01/01/2006 tarihinden önce iktisap edilmiş menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirlerin,
vergilendirilmesinde yeni sisteme göre %15 oranında tevkifat yapılmayacak olup, söz konusu gelirler 31/12/2005 tarihinde geçerli olan eski hükümlere göre vergilendirilecektir.
YURT DIŞINDA YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZ HANGİ DURUMDA BEYANNAME VERECEK?
Çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla bir süredir yurt dışında yaşamakta olan Türk vatandaşları, Türkiye’de elde ettikleri vergi kesintisine tabi menkul sermaye iratları için tutarı ne olursa olsun beyanname vermeyeceklerdir. Bu vatandaşlarımız Türkiye’de elde ettikleri ve vergi kesintisine tabi tutulmamış menkul sermaye iratları için beyanname vereceklerdir.
AİLE BİREYLERİNİN ELDE ETTİĞİ MENKUL SERMAYE İRATLARININ BEYANI NASIL OLACAK?
Menkul sermaye iradı elde eden aile bireylerinin (eş ve çocuk) beyanname verip vermeyeceği, her bireyin kendi durumu önceki bölümlerde yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilerek belirlenecektir. Beyan edilmesi gereken herhangi bir gelirin varlığı halinde beyanname, geliri elde eden aile bireyi adına düzenlenerek imzalanacaktır.
Beyanname vermek zorunda olan kişinin küçük veya kısıtlı olması ya da mümeyyiz olmaması hallerinde beyanname, yine geliri elde eden adına düzenlenmekle birlikte, bu kişiler adına veli, vasi veya bu kişileri temsile yetkili kayyım tarafından imzalanacak ve hangi sıfatla imzalandığı beyannamede belirtilecektir.
BEYANNAME NE ZAMAN VE NEREYE VERİLECEK?
1 Ocak- 31 Aralık 2005 döneminde elde edilen beyana tabi menkul sermaye iratlarının 2006 yılının Mart ayının (1 Mart – 15 Mart) onbeşinci günü akşamına kadar verilecek gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Beyanname mükellefin ikametgahının bulunduğu yer vergi dairesine verilecektir.
KESİLEN VERGİLERİN MAHSUBU NASIL YAPILACAK?
Menkul sermaye iratları üzerinden kesilen vergilerden beyannameye dahil edilen gelire isabet eden kısım, beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilecektir. Kar paylarının beyan edilmesi durumunda ise, beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, kar paylarının dağıtımı aşamasında kurum bünyesinde yapılan vergi kesintisinin tamamı mahsup edilecektir.
BEYANNAMENİN DOLDURULMASINDA PARA BİRİMİ OLARAK YENİ TÜRK LİRASI ESAS ALINACAKTIR.
2005 yılında elde edilen gelirler için 2006 yılında verilecek gelir vergisi beyannamelerinin doldurulmasında Yeni Türk Lirası para birimi esas alınacaktır.
VERGİ NE ZAMAN VE NEREYE ÖDENECEK?
Beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisi, 2006 yılının Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenecektir.
Hesaplanan vergi, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine ödenebileceği gibi, vergi tahsiline yetkili banka şubelerine de ödenebilecektir.
2005 TAKVİM YILI GELİRLERİNE UYGULANACAK VERGİ TARİFESİ 6.600 Yeni Türk Lirasına kadar %20 15.000 Yeni Türk Lirasının 6.600 lirası için 1.320 lira fazlası %25 30.000 Yeni Türk Lirasının 15.000 lirası için 3.420 lira fazlası %30 78.000 Yeni Türk Lirasının 30 .000 lirası için 7.920 lira fazlası %35 78.000 Yeni Türk Lirasının fazlasının 78.000 YTL lirası için 24.720 lira fazlası %40
KONUYA İLİŞKİN ÖRNEKLER
ÖRNEK 1: (26/07/2001 Tarihinden Önce TL Cinsinden İhraç Edilen Devlet Tahvili Faiz Gelirinin Beyanı)
Bay (A) 26/07/2001 tarihinden önce ihraç edilmiş olan Devlet tahvilinden 2005 yılında brüt 35 bin YTL tutarında faiz geliri elde etmiştir. Elde edilen Devlet tahvili faiz gelirine indirim oranı uygulandıktan sonra kalan tutar [35.000 YTL– (35.000 YTL X %53,7) ] = 16.205 YTL
Söz konusu tahvilin ihraç tarihi 26/07/2001 tarihinden önce olduğundan 174.033,88 YTL istisna da uygulanmayacak olup, elde edilen gelir beyan sınırı olan 15 bin YTL aştığından beyan edilecektir.
Bu durumda ödenecek vergi aşağıdaki gibi olacaktır.
Devlet tahvili faizi ........................................... : 35.000 YTL İndirim oranına isabet eden tutar (35.000 YTL x %53,7=) 18.795 YTL İndirim oranına isabet eden tutar (35.000 YTL x %53,7=) ................................. : 16.205 YTL Hesaplanan vergi (ödenecek vergi) .................. : 3.781,5 YTL
ÖRNEK 2: (26/07/2001 Tarihinden Önce Döviz Cinsinden İhraç Edilen Devlet Tahvili (Eurobond) Faiz Gelirinin Beyanı)
Bay (B), 26/07/2001 tarihinden önce ihraç edilmiş olan döviz cinsinden Devlet tahvilinden 2005 yılında 13 bin YTL faiz geliri elde etmiştir.
Devlet tahvili faiz geliri sıfır oranda vergi kesintisine tabidir.
Bay (B)’nin elde ettiği faiz geliri, döviz cinsinden Devlet tahvilinden kaynaklandığı için bu gelire indirim oranı uygulanmayacaktır. Devlet tahvili faiz geliri, sıfır oranında vergi kesintisine tabi olduğundan ve tutarı beyan sınırı olan 15 bin YTL’yi aşmadığından yıllık beyanname verilmeyecektir.
ÖRNEK 3: (26/07/2001 Tarihinden Sonra İhraç Edilen Devlet Tahvili Faiz Geliri ile İşyeri Kira Gelirinin Beyanı)
Bayan (C), 2005 yılında ihraç tarihi 30/09/2004 olan Devlet tahvilinden 400 bin YTL faiz geliri ile işyeri olarak kiraya verdiği gayrimenkulundan 30 bin YTL brüt kira geliri elde etmiştir. İşyeri için ödenen kira bedelleri üzerinden 6.600 YTL’lik gelir vergisi kesintisi yapılmıştır.
Bayan (C) işyeri kira geliri ile ilgili olarak götürü gider yöntemini seçmiştir.
Bayan (C)’nin elde ettiği faiz geliri, Devlet tahvili Türk Lirası cinsinden olduğu ve ihraç tarihi 26/07/2001 tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığından hem indirim oranı hem de istisna uygulanacak olup, kalan tutar ile işyeri kira geliri tutarı 15 bin YTL’lik beyan sınırını aştığı için Devlet tahvili faiz geliri ve işyeri kira geliri beyan edilecektir.
Hesaplama aşağıdaki gibi olacaktır. Devlet tahvili faizi : 400.000 YTL İndirim oranına isabet eden tutar : 214.800 YTL (400.000 YTL x %53,7=) Kalan Tutar : 185.200 YTL (400.000 YTL-214.800 YTL) İstisna : 174.033,88 YTL Kalan tutar : 11.166,12 YTL (185.200 YTL-174.033,88 YTL) Gayrimenkul sermaye iradı (işyeri) : 30.000 YTL Götürü gider (%25) : 7.500 YTL Safi kira geliri : 22.500 YTL TOPLAM GELİR : 33.666,12 YTL (11.166,12 YTL + 22.500 YTL =) Hesaplanan vergi : 9.203,14 YTL Kesinti Yoluyla Ödenen Vergi : 6.600 YTL Ödenecek Vergi : 2.603,14 YTL
ÖRNEK 4: (26/07/2001 Tarihinden Önce TL Cinsinden İhraç Edilen Devlet Tahvili Faiz Geliri ile Birden Fazla İşverenden Elde Edilen Ücret Gelirlerinin Beyanı)
Bayan (D) 26/07/2001 tarihinden önce ihraç edilmiş olan Devlet tahvilinden 2005 yılında 60 bin YTL tutarında faiz geliri elde etmiştir. Bayan (D) ayrıca üç ayrı işverenden ücret geliri elde etmekte olup, ücret gelirlerinin tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiştir. (Yıl içerisinde tevkif suretiyle ödenen vergilerin, hesaplanan vergiden düşüleceği tabiidir.)
Ücret gelirleri aşağıdaki gibidir:
Birinci işverenden alınan ücret …………..: 40.000 YTL İkinci işverenden alınan ücret ……………: 7.000 YTL Üçüncü işverenden alınan ücret ………...: 9.000 YTL
Birinci işverenden alınan ücret geliri hariç, diğer ücretlerin toplamı 15 bin YTL beyan sınırını aştığı için her halükarda ücret gelirleri beyan edilecektir. Ayrıca, diğer gelir unsurlarıyla birlikte ücret gelirinin de beyan edilmesi durumunda toplam vergiye tabi gelir üzerinden genel tarifeye göre gelir vergisi hesaplanacak daha sonra ise matrahın ücret gelirinden teşekkül eden kısmına %5 oranında gelir vergisi hesaplanarak ilk hesaplanan gelir vergisi tutarından düşülecektir.
Bayan (D)’nin 26/07/2001 tarihinden önce ihraç edilmiş olan Devlet tahvili faiz gelirine indirim oranı uygulandıktan sonra kalan tutarı [60.000 YTL – (60.000 YTL x %53,7) ]= 27.780 YTL olmaktadır. Söz konusu tahvilin ihraç tarihi 26/7/2001 tarihinden önce olduğundan 174.033,88 YTL’lik istisna uygulanmayarak beyana dahil edilecektir.
Buna göre Bayan (D)’nin 2005 yılı beyanı aşağıdaki gibi olacaktır.
Devlet tahvili faizi : 60.000 YTL İndirim oranına isabet eden tutar : 32.220 YTL (60.000 YTL x % 53,7=) Kalan Tutar : 27.780 YTL (60.000 YTL – 32.200 YTL=) Üç işverenden alınan ücret geliri toplamı : 56.000 YTL TOPLAM GELİR : 83.780 YTL (27.780 YTL+56.000 YTL =) Hesaplanan vergi : 27.032 YTL Mahsup Edilecek Ücret Vergisi 2.800 YTL (56.000.000.000x % 5=) Hesaplanan Vergi : 24.232 YTL
ÖRNEK 5: (Kar Paylarının Beyanı)
Bay (E), tam mükellef bir kurum olan (Z) Anonim Şirketinden 2005 yılında brüt 100 bin YTL tutarında kar payı (temettü) elde etmiştir. Bu mükellefin başkaca geliri bulunmamaktadır.
Elde edilen kar payı kurum bünyesinde %10 nispetinde vergi kesintisine tabi tutulmuş olup, bu tutar 10 bin YTL dir.
Bay (E)’nin elde ettiği kar payının yarısı gelir vergisinden istisna olup, kalan yarısı 50 bin YTL dir. Bu tutar beyan sınırı olan 15 bin YTL’yi aştığı için beyan edilecektir. Kurum bünyesinde yapılmış olan vergi kesintisinin tamamı hesaplanan vergiden mahsup edilecektir.
Bu durumda, ödenecek vergi aşağıdaki gibi olacaktır:
Kar payı : 100.000 YTL İstisna tutarı : 50.000 YTL (100.000 YTLx1/2=) KALAN TUTAR : 50.000 YTL Hesaplanan vergi : 14.920 YTL Mahsup edilecek vergi : 10.000 YTL Ödenecek vergi : 4.920 YTL
ÖRNEK 6: (26/07/2001 Tarihinden Önce TL Cinsinden İhraç Edilen Devlet Tahvili ve 26/07/2001 Tarihinden Sonra TL Cinsinden İhraç Edilen Hazine Bonosu Faiz Gelirlerinin Beyanı)
Bayan (F), 26/07/2001 tarihinden önce ihraç edilmiş Devlet tahvilinden 2005 yılında 25 bin YTL, 30/11/2004 tarihinde ihraç edilmiş olan Hazine bonosundan ise 380 bin YTL faiz geliri elde etmiştir.
Devlet tahvili faiz gelirine 26/07/2001 tarihinden önce ihraç edilmesi nedeniyle sadece indirim oranı uygulanacak olup, 174.033,88 YTL’lik istisnanın uygulanması mümkün değildir. 26/07/2001 tarihinden sonra ihraç edilmiş olan Hazine bonosu faiz gelirine ise, hem indirim oranı hem de 174.033,88 YTL’lik istisna uygulanacak olup, bu durumda hesaplama aşağıdaki gibi olacaktır:
Devlet tahvili faizi : 25.000 YTL İndirim oranına isabet eden tutar : 13.425 YTL (25.000 YTL x %53,7 =) Kalan Tutar : 11.575 YTL (25.000 YTL –13.425 YTL =) Hazine bonosu faizi : 380.000 YTL İndirim oranına isabet eden tutar : 204.060 YTL (380.000 YTL x %53,7 =)
Kalan tutar : 175.940 YTL (380.000 YTL – 204.060 YTL =) İstisna : 174.033,88 YTL Kalan tutar : 1.906,12 YTL (175.940 YTL – 174.033,88 YTL =) TOPLAM FAİZ GELİRİ : 13.481,12 YTL (11.575 YTL + 1.906,12 YTL =) Bayan (F)’nin 2005 yılında elde ettiği faiz gelirleri toplamı beyan sınırı olan 15 bin YTL’nin altında kaldığından beyan edilmeyecektir.
ÖRNEK 7: (26/07/2001 Tarihinden Önce İhraç Edilen Dövize Endeksli Devlet tahvili Faiz Geliri ile 26/07/2001 Tarihinden Sonra TL Cinsinden İhraç Edilen Hazine Bonosu Faiz Gelirlerinin Beyanı)
Bay (G), 26/07/2001 tarihinden önce ihraç edilmiş olan dövize endeksli Devlet tahvilinden 2005 yılında 40 bin YTL, 26/07/2004 tarihinde ihraç edilmiş Türk Lirası cinsinden Hazine bonosundan ise 450 bin YTL’lik faiz geliri elde etmiştir.
Devlet tahvili faiz gelirine söz konusu tahvil dövize endeksli olduğu için indirim oranı (%53,7) uygulanmayacağı gibi, 26/07/2001 tarihinden önce ihraç edilmesi nedeniyle 174.033,88 YTL’lik istisna da uygulanmayacaktır.
Türk Lirası cinsinden olan Hazine bonosu faiz gelirine ise hem indirim oranı hem de 174.033,88 YTL liralık istisna uygulanacak olup, bu durumda hesaplama aşağıdaki gibi olacaktır:
Devlet tahvili faizi : 40.000 YTL (Dövize endeksli) : 13.425 YTL Hazine bonosu faizi : 450.000 YTL (TL cinsinden) İndirim oranına isabet eden tutar : 241.650 YTL (450.000 YTL x %53,7 =) Kalan tutar : 208.350 YTL (450.000 YTL – 241.650 YTL =) İstisna : 174.033,88 YTL Kalan tutar : 34.316,12 YTL (208.350 YTL – 174.033,88 YTL=) TOPLAM FAİZ GELİRİ : 74.316,12 YTL (40.000 YTL + 34.316,12 YTL=) Hesaplanan vergi (ödenecek vergi) 23.430,64 YTL
ÖRNEK 8: (26/07/2001 Tarihinden Sonra TL Cinsinden İhraç Edilen Hazine Bonosu Faiz Geliri ve Değer Artış Kazancının Beyanı)
Bay (K), 02/02/2005 tarihinde iktisap ettiği (20/10/2004 tarihinde ihraç edilmiş) Hazine bonosundan 500 bin YTL faiz geliri ile aynı bonoların 800 bin YTL kısmının 10/06/2005 tarihinde 1.000.000 YTL elden çıkarılmasından 200 bin YTL değer artış kazancı elde etmiştir.
Bay (K)’nın elde ettiği menkul sermaye iradı (faiz geliri) ile değer artış kazançlarına ilişkin Hazine bonolarının ihraç tarihi 26/07/2001 tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığından 174.033,88 YTL liralık istisna uygulanacaktır.
İstisna; faiz gelirleri açısından indirim oranı, elden çıkarma dolayısıyla elde edilen diğer kazançlar açısından maliyet bedelinin (iktisap bedeli) endekslenmesi uygulandıktan sonra bulunan tutara uygulanacaktır.
Tefe Oranları; 2005 Ocak- 8.328,42 2005 Mayıs-8.647,64
Bu durumda, Bay (K)’nın beyanı aşağıdaki gibi olacaktır:
Hazine bonosu faizi : 500.000 YTL İndirim oranına isabet eden tutar : 268.500 YTL (500.000 YTL x %53,7=) Kalan tutar : 231.500 YTL (500.000 YTL –268.500 YTL =) Elden çıkarma bedeli : 1.000.000 YTL Artış katsayısı(8.647,64/8.328,42=) 1,0383 Endekslenmiş maliyet bedeli : 830.640 YTL (800.000 YTL x 1,0383 =) Değer artış kazancı : 169.360 YTL (1.000.000 YTL – 830.640 YTL =) TOPLAM TUTAR : 400.860 YTL (231.500 YTL +169.360 YTL =) İstisna : 174.033,88 YTL Kalan tutar : 226.826,12 YTL (400.860 YTL – 174.033.88 YTL =) Hesaplanan vergi (ödenecek vergi) : 84.250,45 YTL
Çözümlü Örnek: Ekte yer alan Beyannamenin doldurulmasında 7 No’lu örnek esas alınmıştır.
ELDEN VERİLEN YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİNİN DOLDURULMASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Beyanname; ¨KARBON KAĞIDI KULLANILMADAN iki örnek doldurulacaktır. Fotokopi ile çoğaltılan beyannameler kesinlikle kullanılmayacaktır. ¨Mavi veya siyah tükenmez kalem kullanılarak BÜYÜK MATBAA HARFLERİ ile doldurulacaktır. ¨Kurşun kalem kesinlikle kullanılmayacaktır. ¨Her kutuya bir harf veya rakam yazılacaktır. ¨Silinti ve kazıntı yapılmayacak, beyanname katlanmayacak ve buruşturulmayacak, okunaklı düzenlemeye özen gösterilecektir. ¨Rakamlar arasına herhangi bir işaret konulmayacaktır. BİLGİLER İLGİLİ ALANA SIĞDIĞI KADAR YAZILACAKTIR. ¨Sayısal ifadeler Romen rakamı ile yazılmayacaktır. ¨Alfabetik karakterler sola, sayısal karakterler sağa yanaşık olarak yazılacaktır. ¨Kelimeler arasında bir karakter boşluk bırakılacaktır. ¨Noktalama işaretinden sonra boşluk bırakılmayacaktır. 1- 4 No’lu alanlara kimlik bilgileri, nüfus cüzdanında yazılı olduğu şekilde ve kısaltmadan aynen yazılacaktır. Kimlik bilgilerinin ayrılan alana sığmaması durumunda, isimler sığdığı kadarıyla yazılacaktır. 5 No’lu doğum yeri alanına, İLÇE ADI YAZILACAKTIR. İLÇENİN AYRI BİR ADI YOKSA İL ADI YAZILACAKTIR. KÖY VE BUCAK İSMİ YAZILMAYACAKTIR. 6 No’lu uyruğu alanına, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanlar T.C rumuzunu, başka ülke tabiyetinde olanlar ise, ülkelerinin Uluslararası Trafik Kodunu yazacaklardır. 7 No’lu alanda doğum tarihi gün, ay ve yıl olarak belirtilecektir. 9 No’lu mesleği alanına mükellefin esas uğraş konusu yazılacaktır. Birden fazla meslekle uğraş söz konusu ise ağırlıklı olan yazılacaktır. 11-12 No’lu adres alanına mahalle, cadde / sokak bilgileri yazılacak ve POSTA KODU muhakkak belirtilecektir. Varsa telefon numarası alan kodu ile birlikte yazılacaktır. Adres bilgileri açık bir şekilde alanlara sığıyorsa kısaltma yapmadan yazılacaktır. Alanlara sığmaması halinde anlaşılır kısaltmalar yapılabilir. KİRA GELİRİ ELDE EDENLER İÇİN YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAME DÜZENLEME REHBERİ (2006)

v Kira Gelirleri Olanlar, Bu Gelirlerini Mart Ayının 15 inci Günü Akşamına Kadar Beyan Edeceklerdir.
v Sadece Kira Gelirlerini Beyan Edecek Olanlar, Tek Sayfalık Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesini Dolduracaklardır.
v Mesken Kira Gelirlerinin 2.000 Yeni Türk Lirası Vergiden Müstesnadır.
v Kira Geliri Elde Edenler, Bu Gelirlerini Beyan Etmedikleri veya Eksik Beyan Ettikleri Takdirde 2.000 Yeni Türk Liralık İstisnadan Yararlanamayacaktır.
v Kira Gelirinin Yanında Ticari, Zirai veya Mesleki Kazancını Beyan Etmek Zorunda Olanlar, 2.000 Yeni Türk Liralık İstisnadan Yararlanamazlar.
KİRA GELİRİ NEDİR?
Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde yazılı mal ve hakların (Arazi, bina, haklar, motorlu taşıtlar vs.) kiraya verilmesinden elde edilen gelirler “gayrimenkul sermaye iradı” olarak adlandırılırlar ve belli koşullarda gelir vergisine tabi tutulurlar. Bu mal ve hakların kira gelirlerinin hangi hallerde ve nasıl vergilendirileceği konusu Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesini izleyen maddelerinde açıklanmaktadır.
KİRA GELİRİ ELDE EDEN KİŞİNİN VERGİ MÜKELLEFİYETİ HANGİ HALLERDE DOĞAR?
Vergi mükellefiyeti, yukarıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifa ve intifa hakkı sahipleri ile kiracıları tarafından işyeri, mesken ve benzeri şekillerde kullanılmak üzere bu mal ve hakların kiraya verilmeleri sonucunda kira geliri elde etmeleri nedeniyle doğar. Elde edilen bu kira gelirleri “gayrimenkul sermaye iradı” olarak vergiye tabi tutulur.
KİRA GELİRİ NE ZAMAN ELDE EDİLMİŞ SAYILACAKTIR?
Mükelleflerce bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak nakden veya aynen tahsil edilen kira bedelleri o yılda elde edilmiş gelir kabul edilecektir. Örneğin 2002, 2003 ve 2004 yılları kira gelirleri topluca 2005 yılında tahsil edilirse; 2005 yılının geliri olarak dikkate alınacaktır.
Ancak, gelecek yıllara ait olup peşin tahsil edilen kira bedelleri, ilgili yılın geliri olarak kabul edilerek ilgili yıllarda beyan edilir. Örneğin; 2005, 2006 ve 2007 yılları kira gelirleri topluca 2005 yılında tahsil edilirse; her yıla ait kira bedeli ilgili yılda beyan edilecektir.
Döviz cinsinden kiraya verme işlemlerinde tahsilatın yapıldığı tarihteki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınarak gayri safi hasılat belirlenir. Borsada rayici yoksa Maliye Bakanlığı tarafından saptanan kur üzerinden Yeni Türk Lirası’na çevrilir.
Kiranın ayni olarak alınması halinde, tahsil edilen kiralar Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre emsal bedeli ile paraya çevrilir.
GAYRİMENKUL SERMAYE İRADINDA VERGİ TEVKİFATI
Gayrimenkulleri işyeri olarak kiralayan kişi ve kuruluşlar, kira ödemeleri üzerinden gelir vergisi kesintisi yapacaklardır. Yani işyerinin kiracıları, ödeyecekleri kira üzerinden vergi keseceklerdir.
Kimlerin vergi kesintisi yapmak zorunda olduğu Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılmıştır. Buna göre işleriyle ilgili olarak yapmış oldukları ödemelerden vergi kesintisi (tevkifat) yapmak zorunda olanlar şunlardır.
- Kamu idare ve müesseseleri, - İktisadî kamu müesseseleri, - Sair kurumlar, - Ticaret şirketleri, - İş ortaklıkları, - Dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, - Kooperatifler, - Yatırım fonu yönetenler, - Gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, - Zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler.
Kiracı olan bu kişi ve kuruluşlar, yaptıkları kira ödemelerinin brüt tutarı üzerinden %22 oranında gelir vergisi kesintisi yapmak zorundadırlar.
Bu vergi kesintisi, gelecek aylara veya yıllara ait olmak üzere peşin ödenen kira bedeli üzerinden de yapılacaktır. Örneğin 3 aylık veya 2 yıllık işyeri kirası peşin tahsil edildiğinde, bu durumda peşin tahsil edilen kiranın tamamı vergi kesintisine tabi tutulacaktır.
Ancak, gayrimenkulü kiralayan mükellef basit usulde vergiye tabi ise; kira ödemesi üzerinden her hangi bir vergi kesintisi yapılmaz. Bu durumda gayrimenkulden elde edilen kira geliri ikinci şekilde vergilendirilir. Yani yıllık beyanname ile beyan edilir.
Kiraya verilen gayrimenkulün hem mesken ve hem de işyeri olarak kullanılması halinde ise; kiralanan yerin tamamı veya bir kısmı işyeri olarak kullanıldığı sürece, kira bedelinin tamamı vergi kesintisine tabi olacaktır.
Diğer taraftan, 2005 takvim yılında elde edilen işyeri kira gelirlerinin brüt tutarının 15.000 YTL’yi aşması halinde, yıllık beyanname verilecektir. Ancak, bu durumda daha önce kesinti yoluyla ödenen vergiler beyanname üzerinden mahsup edilecektir.
KİMLER BEYANNAME VERECEK?
Beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından ibaret olan mükelleflerden;
¨ Bir takvim yılı içinde elde ettiği konut kira geliri, istisna tutarını [2.000 Yeni Türk Lirasını] aşanlar, ¨ İşyeri kira gelirleri üzerinden vergi kesintisi yapılanlardan, kira gelirlerinin brüt tutarı beyanname verme sınırını [2005 yılı için 15 bin Yeni Türk Lirasını] aşanlar,
Beyanname verme sınırı olan 15 bin Yeni Türk Lirasının aşılıp aşılmadığının tespitinde, gelir vergisi tevkifatına tabi kira gelirleri ile mesken kira gelirinin gelir vergisinden istisna edilen tutarı aşan kısmı birlikte dikkate alınacaktır.
¨ Bir takvim yılı içinde elde ettiği, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan gayrimenkul sermaye iratları toplamı 800 Yeni Türk Lirasını aşanlar,
¨ Diğer mal ve haklardan kira geliri elde edenler.
Eşler ve çocukların kira gelirleri ayrı beyanname ile beyan edilir.
KİMLER SADECE GAYRİMENKUL SERMAYE İRADINI BEYAN EDECEK?
Bir önceki bölümde belirtilen mükellefler kira gelirlerini, “beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından ibaret olanlar için” hazırlanmış olan yıllık gelir vergisi beyannamesi (1001 B) ile beyan edeceklerdir.
Beyana tabi geliri ile birlikte aşağıdaki gelirlerin de elde edilmesi halinde, yukarıda belirtilen beyanname doldurulur ve sadece kira geliri beyan edilir.
¨ Tevkifata tabi tutulmuş mevduat faizleri, repo gelirleri, özel finans kurumlarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları ile menkul kıymetler yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kâr payları,
¨ Tek işverenden alınan tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler,
¨ Gerçek usulde tespit edilmeyen zirai kazançlar,
¨ İstisna hadleri içinde kalan kazanç ve iratlar.
DAR MÜKELLEFLER HANGİ DURUMDA SADECE KİRA GELİRİNE İLİŞKİN YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ VERECEKLER?
Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler (çalışma veya oturma izni alarak 6 aydan daha fazla bir süredir yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları bu kişilere dahildir

Hiç yorum yok: