27 Kasım 2008 Perşembe

B-DENETÇİNİN STATÜSÜNE GÖRE DENETİM TÜRLERİ

B-
1-İÇ DENETİM 2- KAMU DENETİMİ 3-BAĞIMSIZ DENETİM olmak üzere üçe ayrılır.
İÇ DENETİM: örgüte hizmet etmek amacıyla örgütün faaliyetlerini incelemek ve değerlemek içn örgüt içinde kurulmuş bağımsız bir değerleme fonksiyonudur. İç denetimin kapsamına hem finansal nitelikteki işlemler, hem de finansal nitelikte olmayan işlemler girmektedir. İç denetim çalışmaları finansal denetimi, uygunluk denetimini ve faaliyet denetimini kapsamaktadır. Finansal denetim yönü mali tabloların doğruluğunun araştırılmasından çok mali tablolara temel oluşturan muhasebe bilgilerinin doğruluk ve güvenilirliğini araştırmak ve bu bilgileri elde etmek için kullanılan kayıt ortamını ve raporlama sistemini gözden geçirmektir. Hata ve yolsuzlukların bulunması ve önlenmesi finansal tabloların kapsamına girer. İç denetim örgüt faaliyetlerinin yönetim politikalarına , planlarına ve programlarına ve yasalara uygunluğunu ölçerek, iç kontrol sisteminin etkinliğini değerlediği için aynı zamanda iç kontrol aracıdır. İç kontrol sisteminin gözden geçirilmesi çalışmaları iç denetimin uygunluk yönünü oluşturur. İç denetim örgüt kaynaklarının verimli kullanılıp kullanılmadığı , verimlilik standartlarının belirlenip belirlenmediği , belirlenen standartların örgüt personelince anlaşılıp anlaşılmadığı , standartlardan sapmaların olup olmadığı ve sonuçlarının analiz edilip edilmediği ve gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı konularını araştırır. İç denetçi iç kontrol sistemini gözden geçirerek örgütün amaçlarına ve hedeflerine ekonomik ve verimli bir şekilde ulaşıp ulaşamayacağı konusunda iç kontrol sisteminin yeterli güveni verim vermediğini belirler. Yapılan çalışmaların bu yönü faaliyet denetimini oluşturur.
KAMU DENETİMİ: Kamu denetimi , denetim amaçlarına, kapsamına ve denetimi yapan birimlere göre sınıflandırılabilir. Kamu denetim kurumları: Devlet Denetleme Kurulu, Sayıştay ve Başbakanlık yüksek Denetleme kuruludur. Ayrıca kamu ve özel sektördeki işletmeleri denetleyen veya bağlı bulunduğu kurum ve kuruluşun işlem ve hesaplarını denetleyen kamu kurum ve kuruluşlarına bağlık denetim kurulları bulunmaktadır.
BAĞIMSIZ DENETİM: Serbest meslek sahibi olarak kendi adına çalışan veya bir denetim şirketinin ortağı olan kişiler tarafından işletmelerin mali tabloların GKGMİ ne uygunluk derecesini belirlemek amacıyla yapılan denetim çalışmasıdır. Bu yetki SMMM ve YMM lere verilmiştir. Mali tabloların mevzuat hükümlerine GKGMİ ne GKGDS na uygun yapıldığını Tasdik yetkisi ise YMM lere verilmiştir. SPK ya göre bağımsız denetim ise ortaklıkların ve yardımcı kuruluşların hesap ve işlemlerinin bağımsız denetleme kuruluşlarınca denetleme ilke esas ve standartlarına göre incelenmesi ve mali tabloların 2499 sayılı kanun çerçevesinde gerçeği yansıtıp yansıtmadığının tespiti ve rapora bağlanmasıdır. SPK bağımsız denetim çalışmalarını denetimin konusuna göre SÜREKLİ DENETİM , SINIRLI DENETİM ve ÖZEL DENETİM olmak üzere üçe ayırmıştır. Sürekli denetim; SPK düzenlemeleri çerçevesinde hazırlanması ve kamuya açıklanması zorunlu olan yıllık mali tabloların tümünün denetimidir ve her yıl yapılması zorunludur. Sınırlı Denetim ; altışar aylık ara bilanço ve gelir tablolarının denetimidir. Özel denetim ise; SPK tebliğleri uyarınca özel denetim yaptırma zorunluluğu bulunan ortaklık ve yardımcı kuruluşların, kurla başvuruları üzerine verilen menkul kıymetlerin halka arzı iznine ortaklık genel kuruları veya yetkili organların birleşme, devir veya tasfiye kararlarına dayanak teşkil edecek mali tablolarının sermaye piyasası mevzuatı uyarınca bağımsız denetleme kuruluşu tarafından denetlenmesidir.
BAĞIMSIZ DENETİME TABİ OLAN KURULUŞLAR
Türk Ticaret Kanunun, anonim şirketlerde denetçi veya denetim kurulu seçilmesini zorunlu tutmaktadır. Denetçilerin mevcut olmaması anonim şirket için fesih nedeni sayılmaktadır. Ancak, denetçilerin TTK nun 353,357. Maddelerinde sayılan görevleri yerine öğretilebilecek düzeyde mesleki eğitime ve yetkinliğe sahip olmasına ilişkin olarak kanunda hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Yalnızca denetçi bir kişi ise, onun; birden çok denetçi varsa, denetçilerin yarısından bir fazlasının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması gerektiği belirtilmiştir. Denetçilerin bağımsızlığına ilişkin hükümler ise, denetçi seçildikleri şirkette yönetim kurulu üyeliğine seçilemeyecekleri ve şirketin memuru olamayacaklarına ilişkin memuru olamayacaklarına ilişkin hükümlerdir. Ayrıca denetçilerin, yönetim kurulu üyelerinin usul ve füruundan biri, eşi veya üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımları olmaması koşulu getirilmiştir. Bu koşullara uygun olan ve okur yazar olan kişilerin TTK’na göre denetçi seçilmesi mümkündür. 3568 sayılı Kanun sadece muhasebeci mali müşavirlere ve yeminli mali müşavirlere denetim yetkisi vermiştir. Ancak, kanun kimlerin bağımsız denetime tabi olması gerektiğini belirtmediği için, sermaye piyasası mevzuatındaki hükümlere tabi olmayan anonim şirketler için TTK hükümlerinin uygulanmasına devam edilmektedir. Sermaye piyasası mevzuatına göre, aşağıdaki ortaklık ve kuruluşlar, bu niteliklerini kazandıkları hesap dönemi başından itibaren sürekli denetime ( Sermaye Piyasasındaki Bağımsız Dış Denetleme Hakkında Yönetmelik uyarınca her yıl yapılacak denetime ) tabidirler 1- Aracılık faaliyetlerine münhasır olmak üzere bankalar, 2- Aracı kurumlar, 3- Yatırım fonları, 4- Hisse senetleri menkul kıymet borsalarında işlem gören anonim ortaklıklar, 5- Hisse senetleri halka arz edilmiş olan ve arz edilmiş sayılan ortaklıklardan, a) Kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş olup, çıkarılmış sermayeleri tutarı 2 milyar TL ve daha fazla olanlar b) Kayıtlı sermaye dışında olup, ödenmiş sermayeleri tutarı 5 milyar TL ve daha fazla olanlar, Bu ortaklık ve kuruluşlara Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemeleri çerçevesinde hazırlanması ve kamuya açıklanması zorunlu olan mali tabloların tümü, sürekli denetim kapsamındadır.
İŞLETME YÖNETİMİNİN VE BAĞIMSIZ DENETÇİNİN SORUMLULUKLARI Mali tabloların hazırlanmasından, iletme yönetimi sorumludur. Denetçinin sorumluluğu, mali tablolar hakkında bildirdiği görüşle ilgilidir. İşletme yönetimi sağlam muhasebe politikaları kabul etmekten ve muhasebe bilgilerini elde edecek iç kontrol sistemini kurmaktan ve işletmekten sorumludur. İşletmenin işlemleri, varlıkları ve borçları yönetimin doğrudan bilgisi ve kontrolü altındadır. Denetçinin bu hususlardaki bilgisi denetimden elde ettikleriyle sınırlıdır. Bu nedenle mali tabloların, genel kabul görüş muhasebe ilkelerine (GKGMİ) uygun olarak mali durumun, faaliyet sonuçlarının ve nakit akımının açıkça sunulması sorumluluğu işletme yönetimine aittir. Denetçi mali tabloların veya bunların taslaklarının biçim veya içeriğine ilişkin önerilerde bulunabilir. Ancak, bu yardım yönetimin sorumluluğunun ortadan kaldırmaz. Denetçi, mali tablolarının işletmenin mali durumunu, faaliyet sonuçlarını ve nakit akımını açıkça gösterdiğine ilişkin görüş bildirirse ve mali tabloların yayınlanmasından sonraki olaylardan mali tabloların gerçeği yansıtmadığı anlaşılırsa, denetçi denetimi gerektiği şekilde yaptığını mahkemeye kanıtlamak zorunda kalacaktır. Aksi halde görüşüne güvenen ve zarar gören kişilere karşı denetçi sorumlu olacaktır. Denetçi, denetim prosedürlerini planlamada, yürütmede ve sonuçlarını değerlendirmede mesleğin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermeli ve mali tablolardaki önemli yanlışlıkları makul süre ve maliyet sınırları içinde bulacak şekilde denetimi planlanmalıdır. “ makul sürede ve maliyetle “ kavramı, denetçinin mali tablolarının doğruluğunu garanti etmediğini ve raporunun bir garanti belgesi olmadığını ifade eder. 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesinde mesleğin konusunu oluşturan işler sayılmıştır. Ancak, Kanunda; 12. Maddede tanımlanan tasdik işlemi dışında kalan diğer işlerin tanımı ve açıklaması yapılmadığı gibi, denetimle ilgili herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır. Bununla birlikte kanun, serbest muhasebeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirliğe ait çalışma usul ve esaslarının bir yönetmelikle düzenleneceğini ifade etmiştir.
Kanunda bağımsız denetimle ilgili hükümler olmadığı için bağımsız denetim yetkisi tanınan meslek mensuplarına bağımsız denetime özgü bir sorumluluk getirilmemiştir. Kanun maddelerinde yer alan sorumluluklar tüm meslek mensuplarını ilgilendiren genel hükümlerdir. Bu hükümlerle meslek mensuplarına bazı yükümlülükler ve yasaklar getirilmiş bu yükümlülüklere ve yasaklara uyulmaması halinde disiplin cezaları, para ve hapis cezaları öngörülmüştür,
Bu yükümlülük ve yasaklar şunlardır :
- Meslek mensupları, kişisel veya ortaklık bürolarında mesleği yapmaları yasaklananları çalıştıramazlar, meslekleriyle ilgili işbirliği yapamazlar - Odalara üye olmayanlar mesleki faaliyette bulunamazlar - Meslek mensupları ve bunların yanlarında çalışanlar, işleri dolayısıyla öğrendikleri bilgi ve sırları ifşa edemezler - Suç oluşturan hallerin yetkili mercilere duyurulması zorunludur - Meslek mensupları iş elde etmek için reklam sayılabilecek faaliyetlerde bulunamazlar - Meslek mensupları Unvanlarıyla hizmet akdi ile çalışamazlar: ticari faaliyette bulunamazlar; meslekle ve meslek onuru ile bağdaşmayan işlerle uğraşamazlar
BAĞIMSIZ DENETİMİN MUHASEBEDEN FARKI Muhasebe karar alıcılara mali bilgi sağlamak amacıyla bir örgütün veya bireysel bir işletmenin ticari ve mali nitelikteki işlem ve olaylarına ilişkin verilerin kaydedilmesi, sınıflandırılması ve özetlenmesi sürecidir. Bu sürecin sonunda mali tablolar ve işletme yöneticileri için muhasebe raporları düzenlenir. Muhasebeciler karar alıcıların kararları ile ilgili bilgileri sağlamak için muhasebe bilgisinin hazırlanmasında temel alınan genel kabul görmüş muhasebe ilkelerini bilmek zorundadırlar. Denetimde muhasebe verileri, denetimin konusunu oluşturur. Denetim, kaydedilen bilgilerin muhasebe döneminde meydana gelen mali ve ticari işlemleri gerektiği gibi yansıtıp yansıtmadığını belirlemektir. Genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri, muhasebe bilgilerinin gerektiği gibi kaydedilip kaydedilmediğini değerlemede kriter olduğundan, denetçi bu ilkeleri bilmek zorundadır. Denetçinin muhasebe konusunda bilgili olmasına ek olarak, denetçi, denetim kanıtlarını toplamada ve değerlemede de uzman olmalıdır. Su uzmanlık denetçiyi muhasebeciden ayırır. Denetim prosedürlerini, örneklem büyüklüğünü, incelenecek kalemler ive testlerin zamanının belirleme ve denetim sonuçlarını değerleme denetçinin başlıca sorunlarıdır.
MALİ TABLOLARIN DENETİMİN BAĞIMSIZ DENETÇİ TARAFINDAN YAPILMASININ NEDENLERİ
Bir bankaya yöneticisinin herhangi bir işletmeye kredi verme kararı alırken bankanın işletmeyle daha önceki mali ilişkileri ve işletmenin mali tablolarında gösterildiği şekilde işletmenin mali durumu gibi etkenleri göz önünde alacaktır. Banka, kredi verirken, üç etkenle belirlenen faiz ve komisyonu müşterisine yüklenecektir. Bu etkenler şunlardır. 1- Risksiz faiz oranı, hazine bonosu faiz oranıdır. Banka işletmeye aynı oranla kredi verme yerine hazine bonosuna yatırım yapabilir. 2- Banka müşterisinin işletme riski, işletmenin, işletme koşulları veya ekonomik koşullar yüzünden krediyi bankaya geri ödeyememe olasılığıdır. 3- Bilgi riski, mali tablolardaki bilgilerin yanlış, eksik ve taraflı olma riskidir. Denetimin risksiz yatırıma ve işletme riskine hiçbir etkisi yoktur. Denetimin bilgi riskine önemli ektisi olabilir. bilgi riskini oluşturan koşullar, mali tabloların denetiminin bağımsız denetçi tarafından yapılmasının nedenleri olarak sayılabilir bu koşullar şunlardır.
- Çıkar çatışması - Muhasebe sisteminin karmaşıklığı - Bilgilerin alınacak kararlarla ilgili olması, - Diğer nedenler
1-Çıkar Çatışması:
Mali tabloların kullanıcıları ile mali tabloların hazırlanmasından sorumlu şirket yöneticileri arasında gerçek veya olası bir çıkar çatışması olabilir. mali tablolardaki bilgiler, kasıtlı veya kasıtsız olarak şirket yönetiminin çıkarı doğrultusunda hazırlanmış olabilir. bu konuda bir çok örnek verilebilir. Şirket yönetimi sahip olduğu hisse senetlerinin bir kısmını satmak istediğinde, şirketin mali durumunu ve karlılık durumunu, mali tablolarda gerçek durumundan daha iyi göstermek suretiyle borsada şirketin hisse senedi fiyatının gerçek değerinin üstüne çıkmasını sağlayabilr. Böylece, şirket yöneticileri hisse senedi satın alan yatırımcıların aleyhine haksız kazançlar elde edebilirler. Şirket yöneticileri kar payı dağıtmamak veya hisse senetlerini düşük fiyatla piyasadan toplamak istediklerinde, şirketin mali tablolarında şirketin durumunu gerçek kurumundan daha olumsuz göstererek, borsada hisse senedi fiyatının düşmesini sağlamak suretiyle hisse senedini satan yatırımcıların aleyhine haksız kazanç elde edebilirler.
Çıkar çatışması mali tabloların kullanıcıları arasında da olabilir. örneğin hisse senedi sahipleri kar payı dağıtımı beklerken, şirkete kredi veren bankalar kar payı dağıtılmamasını isteyebilirler. Kullanıcılar arasındaki çıkar çatışması nedeniyle, açıklanan muhasebe bilgilerinin doğruluğuna ilişkin kuşkuları gidermek amacıyla şirket yönetimiyle çıkar ilişkisi içinde olmayan ve görüş bildirmede her kullanıcı grubunun ihtiyaçlarını eşit olarak göz önünde bulunduran, bağımsız ve uzman bir kişi tarafından mali tablolardaki bilgilerin güvenilirliğine ilişkin görüş bildirilmesi gerekir.
2-MUHASEBE SİSTEMİNİN KARMAŞIKLIĞI Muhasebe süreci ve mali tabloların hazırlanması, işletmeler büyüdükçe ve teknoloji ilerledikçe daha karmaşık hale gelmekte ve mali tablolarla hata olma olasılığı artmaktadır. Bu durumda bilgi kullanıcılarından, mali tabloların kalitesini değerlemeleri, muhasebe ilkelerine ve yasalara uygunluk derecesini ölçmeleri beklenemez bu bakımdan bilgi kullanıcıları, mali tabloların kalitesi hakkında görüş bildiren bağımsız ve muhasebe mesleğinde uzman olan denetçiye güveneceklerdir.
3-MUHASEBE BİLGİLERİNİN ALINACAK KARARLARLA İLGİLİ OLMASI İşletmelerin mali tablolarındaki bililerle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili bulunan birçok kullanıcı kişi ve grup vardır. Bu ilgili kişi ve gruplar yöneticileri ortakları, potansiyel yatırımcıları borç para verenleri, finansal analistleri, işçi sendikalarını, satıcıları, devleti ve halkı kapsar. Bu grupların işletme ile ilişki kurma nedenleri belirlenirse, açıklanacak bilgilerin neler olduğu ve kime açıklanacağı sorunu kendiliğinden çözümlenir bu nedenle, kullanıcı gruplarını belirlemek, muhasebede bilgilerinin kullanılması amaçlarını belirlemeye yardımcı olduğu gibi, aynı zamanda açıklanacak bilgilerin ve açıklama biçiminin saptanmasını da kolaylaştırır.
Muhasebe bilgileri, özellikle işletme dışındaki bilgi kullanıcıları açısından önemlidir çünkü, bilgi olmadığı takdirde bu grup büyük bir belirsizlik durumunda karar almak zorunda kalacaktır. Yöneticiler işletmeyle yakından ilişki içinde bulundukları ve birçok önemli olayın içinde yaşadıkları için, dış bilgi kullanıcıları gibi tamamen muhasebe bilgisine bağımlı kalma durumunda değildir. Bunun nedeni yöneticilerin istedikleri bilginin türünü, kalitesini ve zamanını belirleyebilme gücüne sahip olmalarıdır. Günümüzde en çok kabul edilen görüş, değişik amaçları olan çeşitli kullanıcı grupları için bir tip genel amaçlı mali tablolar hazırlamaktır. Muhasebe bilgilerinin bu tür raporlanmasındaki amaç, işletme dışındaki birçok kişi ve grup tarafından alınacak ekonomik nitelikteki kararlara ilişkin gerekli ortak bilgileri sağlamaktadır.
Bunlardan birincisi, kullanıcının, ihtiyaçlarına ilişkin konularda bilgi sahibi olabilmesi için elde ettiği bilgiyi yorumlamasıdır. Mali tablolardan sağlanan bilgiler gelecekteki olayların tahmininde kullanıcılara yardımcı olmakla birlikte, geleceğe ilişkin tahminler ve yorumlar mali tablolarda yer almaz. Bu işlevi kendi amaçları ve ihtiyaçları doğrultusunda bilgileri yorumlayan kullanıcının görevidir. Çünkü geleceğin tahmini ve yorumu, riske katlanmanın bir özelliğidir. Mali tabloların kullanıcılarının bazıları, bilgileri analiz etme ve yorumlama yeteneğine sahip olsa bile, çeşitli nedenlerle mali tablolardaki bilgiler yanıltıcı olabilir. böyle bir durumda kullanıcı, yanıltıcı bilgiyi doğru bilgiden ayıramaz bu nedenle bilgilerin bir kakarda kullanılmak amacıyla analiz edilip yorumlanmasından önce doğruluk ve güvenilirliğinin araştırılmasında ve bilgi kullanıcılarının kararları ile ilgili bilgilerin mali tablolarda açıklanmış olup olmadığının belirlenmesinde bağımsız denetçiye güvenilir.
4-DİĞER NEDENLER Mali tablolardaki bilgilerin kullanıcıları ile mali tabloları düzenleyen şirketin farklı yerlerde olmaları, kullanıcıların şirket yönetiminden sürekli veya sık sık bilgi almasında veya şirkette denetim çalışmasını kendilerinin yapmalarında yasal engeller olması veya her bir kullanıcının denetim çalışmasını kendisinin yapmasının zaman ve maliyet yönünden rasyonel olmaması durumlarında kullanıcılar mali tabloların kalitesini kendileri değerleyemezle. Böyle durumlarda kullanıcılar bağımsız denetçinin mali tablolara ilişkin görüşüne güvenmek zorunda kalacaklardır.

BAĞIMSIZ DENETİMİ SINIRLAYICI ETKENLER
Genel kabul görmüş denetim standartlarına uygun olarak yapılan mali tabloların denetimine, bir çok sınırlayıcı etkenin önemli etkisi olmaktadır. Bu sınırlayıcı etkenlerden biricisi, denetçinin oldukça kısıtlı ekonomik koşullar altında çalışmasıdır. Denetim, uygun bir zaman boyutu içinde uygun bir maliyetle yapıldığı takdirde yararlı olur. Maliyet sınırlaması muhasebe kayıtlarının ve destekleyici kanıtların test edilmesinde ortaya çıkar. Denetçinin mali tablolara ilişkin raporu, yaklaşık bilanço tarihinden üc ay sonra yayınlanır. Zaman sınırlaması, bilanço tarihinden sonra meydana gelen ve mali tabloları etkileyebilen olaylara ilişkin elde edilecek kanıt sayısını etkileyebilir. Bundan başka, bilanço tarihinde mevcut belirsizliklerin çözümünü beklemek için oldukça kısa bir süre vardır. Diğer önemli sınırlama, mali tabloların düzenlendiği muhasebe sistemindedir. Genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri çerçevesinde farklı ilke ve yöntemlerin uygulanması mümkündür. Tahminlere göre kayıt yapma işlemi muhasebe sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Belirsizliklere ilişkin kayıtlar yapılsa da hiç kimse belirsizliklerin sonucunu önceden göremez. Bu sınırlamalara rağmen, bağımsız denetim mali tabloların güvenilirliğini artırır.
BAĞIMSIZ DENETİMİN YARARLARI: 1- Finansal tabloların güvenilirliğini artırır. 2- İşletme içinde sahtekarlık yapma eğilimlerinin kısılmasına yardımcı olur. 3- Kamu kurumlarınca vergi denetimi yapma olasılığı azalmış olur. 4- Kredi olanaklarının genişletilmesini sağlar 5- Muhasebe kayıt ortamındaki hataların ortaya çıkarılması; gelir ve giderlerin doğru olarak gösterilmesini sağlar. 6- Holding kuruluşlar için İşletme politika ve yordamlarına uyulduğu konusunda bilgi ve güvence verir.
SPK ya göre denetim türleri - sürekli denetim: Her dönemin sonunda yapılan ve bütün denetim tekniklerini kapsayan denetim türüdür. - sınırlı denetim: Ara mali tabloların denetimidir. Denetçi açısından kısıtlılık hesap döneminin sınırlı olması değil incelenen olayların kapsamının kısıtlı olmasıdır. Denetçinin denetim tekniklerini kullanmakta zorluk çekmesidir. - özel denetim: SPK gereğince belirlenmiş bazı olayların (tasfiye,birleşme, menkul kıymet ihracı vb.) gerçekleşmesine bağlı olarak yapılan denetimdir.
DENETÇİ TÜRLERİ
DENETÇİ : Denetim faaliyetini yürüten, mesleki bilgi ve deneyime sahip, bağımsız davranabilen ve yüksek ahlaki nitelikler taşıyan uzman bir kişidir.
Denetçi türleri 1-Bağımsız denetçiler 2-iç denetçiler 3-Kamu Denetçileri (İç denetçi ve Kamu denetçisi bağımlı denetçidir.)
1- 1- BAĞIMSIZ DENETÇİLER ( Dış Denetçi Olmaları En Büyük Özelliği) Herhangi bir kişi veya kuruluşa bağımlı olmadan, genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri ve esasları ışığında mali tabloların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını araştıran kişidir. 3568 sayılı yasa ile denetim yetkisi s.m.m.m ve y.m.m.lere verilmiştir. Bu kişiler denetimleri sırasında faaliyet denetimi ve uygunluk denetimi de yaparlar.
Bağımsız denetçinin amaçları:
Mali tabloların güvenilir olup olmadığının ortaya çıkartılmasıdır. Bunun yanında 1-Hata ve hilelerin ortaya çıkartılması 2-Hata ve hilelerin engellenmesi 3-Yönetime önerilerde bulunmak. 4-İşletmenin gelecekteki mali durumunu belirlemek. İşletme hayatının süreklilik göstereceği tespit ederek, bu bağlamda mali durumunun yeterli güvence altında olup olmadığını belirlemek gibi tali amaçları vardır.
İÇ DENETÇİLER: İşletme yönetimine sorumluluklarını etkin ve verimli bir biçimde yerine getirmelerine yardımcı olmak amacıyla işletmenin iç denetim hizmeti yapan kurmay bölümünün üyeleridir. İç denetimin amacı genel olarak organizasyonun yöneticilerine sorumluluklarını etkin ve verimli bir biçimde yerine getirmelerinde yardımcı olmaktır.
KAMU DENETÇİLERİ: kamusal örgütlere bağlı olarak çalışan denetçilerdir. Ssk müfettişleri, maliye müfettişleri vb. uygunluk denetimi yaparlar.
Bağımsız denetçi türleri
a- SPK Tarafından kabul edilmiş dış denetim şirketleri b- Yeminli Mali Müşavirler c- Bankalar Bağımsız Denetçileri Bankacılık sektörü spesifik faaliyetlerden oluştuğu için, bankaların denetimi bu konuda uzmanlaşmış bağımsız denetçiler tarafından yapılır. Bağımsız denetçiler asıl faaliyetlerinin yanı sıra tahkim,bilirkişilik ve tasfiye memurluğu da yapabilirler
SPK YA GÖRE BAĞIMSIZ DENETİM YAPMA YETKİSİ Şirket şeklinde örgütlenen Bağımsız Denetim Şirketlerine verilmiştir.spk mad 22/d
SPK YA GÖRE BAĞIMSIZ DENETİMİN AMACI 1-mali tabloların Genel kabul görmüş muhasebe kavram, ilke ve standartlarına uygunluğun saptanması. 2-Mali tablolarda yer alan bilgilerin doğruluğu ve gerçeği dürüst bir şekilde yansıtıp/yansıtmadığının saptanması.
SPK YA GÖRE BAĞIMSIZ DENETÇİLER -sorumlu baş denetçi.10 yıl mesleki deneyimi olan denetçidir. -kıdemli denetçi: en az 6 yıl mesleki deneyimi bulunan denetçidir. -denetçi-:en az 3 yıl fiilen mesleki deneyimi bulunan kişidir.denetim programının hazırlanması, müşteriyle görüşme yapar, denetçi yardımcılarına nezaret eder., hazırladıkları çalışma kağıtlarını inceler, gerekli değişiklikleri yapar, -denetçi yardımcısı:en az 2 yıllık mesleki deneyim yada en az 2 yıllık stajerlik dönemini tamamlamış olan denetçilerdir. -stajer denetçi yardımcısı:mesleki deneyimi 2 yıldan az olup bağımsız denetim kuruluşu tarafından eğitim tabi tutulan denetçilerdir.
DENETÇİ ÜNVANLARI SPK MEVZUATINA GÖRE MUHASEBE MESLEK MEVZ.GÖRE 1-STAJER DENETÇİ 1-S.M.M.M (KISMİ TASDİK) 2-DENETÇİ YARDIMCISI 2-Y.M.M. (TAM TASDİK) 3-DENETÇİ (3 YIL) 4-KIDEMLİ DENETÇİ(6) YIL 5-BAŞ DENETÇİ (10 YIL) 6-SORUMLU BAŞ DENETÇİ
BAĞIMSIZ DENETÇİNİN SORUMLULUĞU Temel sorumluluğu mali tabloları incelemek ve onların doğruluğu hakkında görüş bildirmektir.bunun yanında mali tablolardaki hata ve hilelerin bulunması, kanunsuz işleri tespit etmek ve işletme hayatının gelecekte de süreklilik göstereceğini tespit ederek bu bağlamda mali durumun da yeterli derecede güvence altında olduğunu belirlemek gibi tali sorumlulukları da vardır.


GENEL KABUL GÖRMÜŞ DENETİM STANDARTLARI
Denetim Standartları: Bir denetim eyleminin , amaçlara uygun şekilde yapılmasını sağlamak amacıyla yani mali tabloların doğruluğunu ve güvenilirliğini tespit etmek için, denetimin; kimler tarafından, nasıl ve ne şekilde yapılacağını ve sonuçlarının nasıl raporlanıp ilgililere sunulacağını belirleyen ilke ve kurullara genel kabul görmüş denetim standartları denir.
Denetim işlemleri(Yordamları): Kanıt niteliğindeki bilgilerin elde edilmesi için başvurulan yollara denetim işlemleri denir.
1- Genel Standartlar (denetçiye ilişkin standartlar) -mesleki eğitim ve yeterlilik standardı -bağımsızlık standardı -mesleğin özen ve titizlik standardı
2- Çalışma alanı standartları -planlama ve gözetim standardı -iç kontrol sisteminin incelenmesi standardı -yeterli kanıt toplama standardı -çalışma kağıtlarının hazırlanması standardı
3- raporlama standartları -Genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygunluk. -muhasebe ilkelerinde tutarlılık standardı. -tam açıklama ilkesine uyum standardı -görüş bildirme standardı.
1-GENEL STANDARTLAR
Bu standart denetçilerin karakterleri, davranışları ve mesleki eğitimleri ile ilgili esasları içerir.

1-Mesleki Eğitim ve Yetkinlik Standardı:
Denetim bir denetçi olarak yeterli teknik eğitime ve yetkinliğe sahip kişi veya kişilerce yapılmalıdır”
Bağımsız denetçi olarak çalışabilmek için zorunlu olan serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir unvanını alabilmek için meslek yasasının SM, SMM, YMM Kanunu) belirlediği genel ve özel şartları taşımak gerekmektedir. Özel şartlara göre SMM olabilmek için,
a) Hukuk, iktisat, maliye, işletme, muhasebe, bankacılık, kamu yönetimi ve siyasal bilgiler dallarında en az lisans düzeyinde mezun olmak, b) Staj amacıyla serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir yanında iki yıl çalışmış olmak, c) Türmob tarafından yapılan SMMM sınavını kazanmış olmak,ve SMMM ruhsatını almış olmak gerekmektedir.
Özel şartlara göre yeminli mali müşavir olabilmek için:
a) En az on yıl serbest muhasebeci mali müşavirlik yapmış olmak, b) Türmob tarafından yeminli mali müşavirlik sınavını kazanmış olmak, ve ruhsat almış olmak aranır.
SPK SERİ X: NO:16 tebliğine göre denetçi olabilmenin şartları: Başdenetçi olabilmek için en az fiilen 10 yıl ,kıdemli denetçi ünvanının kazanılması için 6 yıl, denetçi ünvanının kazanılması için 3 yıl mesleki deneyim şarttır.ayrıca bağımsız denetim kuruluşları mesleki deneyime sahip olmaksızın ilk kez işe aldıkları denetçi yardımcılarını 4 ay süre ile muhasebe denetim standart v eteknikleri, .bilgi işlem para ve sermaye piyasası, ticaret hukuku, vergi mevzuatı ve bankacılık konularında eğitime tabi tutarlar.bu kurslar 200 saatten az olamaz.

2-BAĞIMSIZLIK STANDARDI “Denetçi veya denetçiler, denetim görevleri ile ilgili tüm konularda bağımsız düşünme mantığı içinde olmalıdırlar. Denetçi denetleme görevinin sonuçları bakımından kamuya hizmet sunmaktadır. Bağımsızlığı ortadan kaldıran durumlar: 1-denetçinin ve denetçinin 3.derecede akrabalarının denetlenen şirkette ilişkilerinin olmaması gerekir. 2-geçmiş yıllara ilişkin denetim ücretinin geçerli bir nedene dayanmaksızın müşteri tarafından ödenmemesi 3-denetim ücretinin piyasa rayicinin altında veya çok üstünde olması.

3-MESLEKİ ÖZEN VE TİTİZLİK STANDARDI
“ Denetimin yapılmasında ve denetim raporunun düzenlenmesinde mesleğin gerektirdiği dikkat gösterilmelidir”
Denetçi bağımsız ve uzman olsa da denetim çalışmasında mesleğin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermedikçe, bildirdiği görüşün bir değeri olmayacağı gibi, bu görüşe güvenip, yanlış kararlar alan ve zarara uğrayan bilgi kullanıcılarına karşı sorumlu olacaklardır. Denetim mesleği, denetim çalışması sırasında ve raporlama safhasında mesleğin gerektirdiği dikkat ve özenin gösterilmesini, denetim standartlarına eksiksiz bir biçimde uyulmamasını, bilgi, deneyim ve becerilerin en iyi şekilde kullanılmasını gerektiren bir meslektir. Bu koşullara uyulmaması durumunda denetçinin ahlaki, mesleki ve hukuki sorumlulukları doğar. Denetçi, görevini en iyi şekilde yerine getirmekle kendisini yükümlü saydığında, en yüksek sorumluluk olgusuna ulaşır. Denetiler, aynı zamanda üyesi oldukları meslek odasına karşı da sorumludurlar. Disiplin yönetmeliği, meslek mensuplarının meslek ahlakı kurallarını belirlemektedir. Meslek yasası hükümlerine göre meslek icra edenlerin vergi kanunları ve diğer kanunlardaki sorumlulukları saklıdır.


2-ÇALIŞMA ALANI STANDARTLARI Genel kabul görmüş denetim standartlarının kinci grubu olan çalışma alanı standartları, denetim çalışması sırasında denetçinin uymak zorunda olduğu kurallardır. -denetimi planlama ve gözetim standardı -iç kontrol sistemi hakkında bilgi edinme standardı -yeterli ve güvenilir kanıt toplama standardı.
1-DENETİMİ PLANLAMA VE GÖZETİM STANDARDI
“ Denetim çalışması yeterli şekilde planlanmalı ve varsa, yardımcılar gerektiği şekilde gözenmelidir” Denetimin planlanması, müşteri işletme hakkında bilgi edinilmesi, uygulanacak denetim prosedürlerinin niteliğinin, zamanın ve büyüklüğünün belirlenmesi ve buna uygun olarak personelin görevlendirilmesi çalışmalarından oluşur. Planlama çalışması için yazılı bir genel planın yapılması uluslar arası standartlara göre zorunludur. Amerikan standartlarında ise zorunluluk yoktur. Her iki standart denetçiden yazılı bir denetim programı hazırlamasını zorunlu tutar. Denetim programı, denetçinin çalışmasında uygulayacağı denetim prosedürlerinin bir listesidir. SPK Mevzuatına göre yazılı bir denetim programının yapılması zorunludur. Denetim planının yapılması SPK mevzuatına ve GKGDS’na göre zorunlu değildir. Denetim çalışmalarının yeterli ve etkin bir şekilde gözetimi, denetim amaçlarının ve bu amaçlara ulaşmak için uygulanacak denetim prosedürlerinin anlaşılması bakımından zorunludur. Denetimin yeterli şekilde yürütülmesinden bağımsız denetçi sorumlu olacağından, yardımcılar tarafından bu kağıtların gözden geçirilmesiyle yardımcıların gözetimi yapılır. Ancak, gözetim yalnızca yardımcıların düzenlediği çalışma kağıtlarının gözden geçirilmesi olarak anlaşılmamalıdır.
2-İÇ KONTROL SİSTEMİ HAKKINDA BİLGİ EDİNME STANDARDI
Denetimi planlamak ve yapılacak testlerin niteliğini, zamanını ve büyüklüğünü belirlemek için iç kontrol yapısı hakkında yeterli bilgi edinilmelidir.
Bu standartları üç önemli unsur bulunmaktadır. - - Denetçi, denetimi planlamak için iç kontrol hakkında bilgi edinir. - - Denetçi, iç kontrol sistemi hakkında edindiği bilgiye bağlı kalarak, yapacağı testlerin niteliğini, zamanını büyüklüğünü belirler. - - İç kontrol sistemi hakkında bilgi elde etme süreci, denetimin tamamı değildir.
3-YETERLİ VE GÜVENİLİR KANIT TOPLAMA STANDARDI
“Denetlenen mali tablolara ilişkin bir görüşe yeterli düzeyde temel oluşturmak amacıyla belge incelenmesi gözlem, soru sorma ve doğrulama yoluyla yeterli sayıda ve güvenilir kanıt elde edilmelidir.”
Bu standartta yer alan önemli unsurlar şunlardır: - Denetçi mali tablolara ilişkin görüşüne etki edecek kanıtları toplamalıdır. - Kanıtlar, standartta sayılan belge incelemesi, gözlem, soru sorma ve doğrulama prosedürleri ile gerekli diğer denetim prosedürlerinin kullanılmasıyla elde edilir. - Kanıtlar, görüşe varmak için yeterli sayıda toplanmalıdır. Toplanacak kanıtın sayısını etkileyen başlıca faktörler: denetlenen kalemin nemlilik derecesi ve riskli olma derecesi, işlemlerin büyüklük derecesi ve niteliği ile kanıt toplama maliyetidir. - Toplanan kanıtlar güvenilir olmalıdır. Kanıtın güvenilirliğini etkileyen başlıca faktörler; kanıtın ilgili olması, kanıtın elde edildiği kaynak kanıtın tarih açısından uygunluğu ve kanıtın objektifliğidir.
Bağımsız denetim çalışmalarının büyük bir kısmı, kanıt toplama ve değerleme çalışmalarından oluşur. Denetim amaçları bakımından, toplanan kanıtların sayısının yeterli olup olmadığına ve güvenilirliğine , denetçi mesleki yargısını kullanarak kendisi karar vermelidir.
Kanıt toplama ile ilgili denetim işlemleri 1-Maddi doğruluğu saptamaya yönelik denetim işlemleri a- varlıkların fiziken varoldukları saptanır b- değerlemenin doğru olarak yapıldığı saptanır c- kayıtlarda doğruluk saptanır d- uygun sınıflandırmaya uyulduğu saptanır e- kapanışın doğru olarak yapıldığı saptanır f- finansal tablolarda açıklama kuralına uyulduğu saptanır.
2-Uygunluğu saptamaya yönelik denetim işlemleri
a- fiziki güvenlik önlemlerine ne dereceye kadar uyulmakta olunduğunun araştırılması b- kredili satışlarla ilgili olarak kredi onaylamalarının öngörülen ilkelere uygun olarak yapıldığının araştırılması c- manyetik disklerin dosyalanması ile ilgili esaslara uygun davranıldığının araştırılması


4-RAPORLAMA STANDARTLARI
Mali tabloların birçok kullanıcısı için, mesleki bir denetimin yapılmış olduğunu gösteren tek kanıt denetçinin raporudur. Bu nedenle, denetim raporunun mesleki bir görüşle hazırlanması hem kullanıcılar hem de denetçi açısından son derece önemlidir. Raporlama standartları, denetçinin raporunu hazırlarken ve raporunda görüşünü belirtirken, denetçinin uymak zorunda olduğu kurallardır. Bu grupta dört standart yer alır: - Genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygunluk standardı, - Tutarlılık ilkesine uygunluk (Genel kabul görmüş muhasebe ilkelerinde değişmezlik standardı,) - Tam açıklama ilkesine uygunluk. - Görüş bildirme standardı
1-GENEL KABUL GÖRMÜŞ MUHASEBE İLKELERİNE UYGUNLUK STANDARDI “ Denetim raporu, mali tabloların genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğini belirtmelidir.” Denetim raporu; müşteri işletmenin mali tablolarının müşterinin mali durumunu ve faaliyet sonuçlarını doğru olarak gösterip göstermediğine ilişkin bir görüşün ifadesi olduğundan, denetçi doğruluğu ölçmek için genel kabul görmüş muhasebe ilkelerini (GKGMİ) kriter olarak kullanır. Denetçi muhasebe kayıtlarında ve mali tabloların hazırlanmasında müşterinin kullandığı ilkelerin gerçekten (GKGMİ) olup olmadığına karar vermelidir. Denetçi görüşünü bildirirken, ilkelere uyulup uyulmadığını, uyulmamışsa bunun sonuçlarını açıklamakla yükümlüdür.
2-GENEL KABUL GÖRMÜŞ MUHASEBE İLKELERİNDE DEĞİŞMEZLİK STANDARDI “ Denetim raporu, denetimin yapıldığı dönemde uygulandığı gözlemlenen GKGMİ ve bunların uygulanmasında kullanılan yöntemler bir önceki dönemdeki uygulamalarla tutarlı değilse, farklı uygulandığı durumları açıklamalıdır.” Muhasebenin temel kavramlarından biri de değişmezlik ( tutarlılık ) kavramıdır. Bu kavram seçilen muhasebe ilkelerinin ve bunların uygulama yöntemlerinin birbirini izleyen dönemlerde değiştirilmeden uygulanması gereğini ifade eder. Tutarlılık kavramı, işletmelerin yıllar itibariyle mali durumlarının ve faaliyet sonuçlarının karşılaştırılabilir olmasını sağlar.

Hiç yorum yok: