11 Mayıs 2007 Cuma

MALİYE POLİTİKASI DERS NOTLARI-2

MALİYE POLİTİKASI
Maliye politikasında klasik görüşten sapmalar
özellikle 1930 yılından sonra önem kazanmaya
başlamıştır.
 Para arzı, IS-LM eğrileri analizinde LM eğrisini
hareket ettiren bir değişkendir.
 Gelir düzeyini artırmak için para arzının artırılması
gerektiğini savunan yaklaşım Monetarist
yaklaşımdır.
 Otomatik istikrar sağlayıcı maliye politikasına
yöneltilen en önemli eleştiri Ekonomik büyümenin
otomatik frenlenmesini ortaya çıkarmasıdır.
 Enerji, hammadde veya nitelikli eleman kıtlığı gibi
nedenlerle üretim artmadan fiyatların yükselmesine
Yapısal enflasyon denir.
 Artan kamu harcamaları hipotezini savunan iktisatçı
Wagner'dir.
 Gelişmekte olan ülkelerde genişletici maliye
politikasının etkin olamamasının nedeni Yapısal
darboğaz ve kapasite eksikliğidir.
 Stagflasyon tanımı içinde yer alanlar: Kullanılmayan
üretim kapasiteleri, Yüksek bir fiyat artışı, Yetersiz
iktisadi büyüme, İşsizlik
 Bir ekonomide bütçe açığı ve vergilemenin ekonomi
üzerindeki etkisinin aynı olduğu görüşünü savunan
yaklaşım Ricardian yaklaşımıdır.
 Keynesyen maliye politikasının gelişmekte olan
ülkelerde uygulanabilirliğini yitirebilmesinin nedeni
Gözlemlenen ekonomik dalgalanmaların yapısının ve
kaynağının farklı olmasıdır.
 Genel bir harcama vergisi öneren ve gelir vergisinin
böyle bir vergi ile ikame edilmesi halinde iktisadi
büyümenin hızlandırılacağını ileri süren iktisatçı
Kaldor'dur.
 Ani amortisman, oto finansman olanağını en fazla
artırır.
 Gelişmekte olan bir ekonomide geleneksel
yöntemlerin hakim olduğu tarım kesiminde
gözlemlenen durumlar: Paralı değişimin azlığı,
Düşük verimlilik, Hızlı nüfus artışı, Düşük gelir
düzeyi
 Ekonomide net bir yararın oluşmadığı, fakat
bölgelerarası ve kişilerarası rant aktarımının ortaya
çıktığı yarar tipi Parasal yarardır.
 Ortalama oranın yüksek, marjinal oranın düşük
uygulandığı dolaysız vergilerde Gelir etkisi, ikame
etkisine ağır basarak faktör arzı artar.
 Borç faiz ödemeleri, Türkiye'de 1990'lıyıllarda
kamu transfer harcamalarının önemli bir miktarını
oluşturmuştur.
 Fonksiyonel gelir dağılımı, çeşitli üretim
faktörlerinin üretime katılmaları karşılığında milli
gelirden aldıkları payları gösterir.

 Bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik
mali araçların etkisiz kalmasına yol açan en önemli
faktör Olumsuz iktisadi ve sosyal koşullardır.
 Bölgesel dengesizliği gidermeye yönelik olarak
altyapı yatırımlarının getirdiği en önemli yarar
Maliyet tasarrufu sağlamasıdır.
 Bir ekonomide, üretim ve istihdam hacminin, toplam
talebe bağlı olduğunu savunan iktisatçı Keynes’tir.
 Bütçe açığı veya fazlası ölçüsünün maliye politikası
işlemlerinin ekonomik etkilerini ölçmede sakıncalı
olmasının nedeni Ekonomik faaliyet düzeyindeki
değişiklikler tarafından etkilenmesidir.
 Keynes'e göre, bir ekonomide üretim ve istihdam
düzeyi Toplam talep düzeyine bağlıdır.
 Gelir düzeyini artırmak için para arzının artırılması
gerektiğini savunan yaklaşım Arz ekonomisi
yaklaşımıdır.
 Gider vergisi türlerinden Kişisel bir harcama
vergisinin konjonktür el esnekliği en fazladır.
 IMF kökenli istikrar programlarına yöneltilen
eleştiriler:
Yapısal sorunlara gereken önemi göstermemesi
Gerçek gelirleri azaltması
Ekonomik büyümeye önem vermemesi
Gelir dağılımında eşitsizliklere neden olması
 1980 öncesi dönemdeki ekonomik istikrarsızlığın
nedenleri:
Tarımsal üretimin doğa koşullarına bağlı olması
Şehirleşmenin hızlı olması
Değişen talebe karşı üretim yapısının değişmemesi
Sanayi sektörünün dış piyasalarla rekabet
edebilme olanağının olmaması
 Tüketim malları üzerine salınan dolaylı vergilerin
tasarrufu artırmasının nedeni Tüketimi kısmasıdır.
 Türkiye'de 5 yıllık kalkınma planlarının ilk üçünde
özellikle, sanayi sektöründeki üretimin niteliği ve
üretim teknolojisi gibi konularda herhangi bir
düzenleme bulunmamasının sonuçları:
İthal girdilere bağlı kalması, Teknolojik etkinliğin
sağlanamaması, Üretimin yüksek maliyetle
gerçekleşmesi, Sanayi sektörünün kendi kaynaklarını
yaratamaması
 Bir ekonomide vergilerin kişisel gelir dağılımı
üzerindeki etkilerini gösteren yöntem Lorenz eğrisi
yöntemidir.
 Kış aylarında hava kirliliğini azaltmak için tek
plakalı araçlarla, çift plakalı araçların trafiğe
çıkışlarına farklı günlerde izin vermek İdari önleme
bir örnektir.
 Bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik
mali araçların etkisiz kalmasına yol açan en önemli
faktör Olumsuz iktisadi ve sosyal koşullardır.
 Bölgesel dengesizliği gidermeye yönelik olarak
altyapı yatırımlarının getirdiği en önemli yarar
Maliyet tasarrufu sağlamasıdır.
 Y.Müh. Naim Uygun tarafından hazırlanmıştır.
 Tarafsız maliye, klasik yaklaşımın savunduğu bir
görüştür.
 Bir ekonomide devletin önemli bir vergi azaltması
programı yürütmesinin arzulanan mal ve hizmetleri
üretmek açısından gerekli teşviki sağlayabileceğini ve
böylece gerçek gelirde hızlı bir gelişme yaratacağını
savunan yaklaşım Arz ekonomisi yaklaşımı'dır.
 IS-LM analizine göre Vergilerde yapılan bir azalış IS
eğrisini sağa doğru kaydırır.
 Ekonomi eksik istihdamda dengede iken Merkez
Bankasının Pm (para arzı) artırması karşısında Gelir
artar , Yatırımlar artar , Tahvil fiyatları yükselir ,
LM eğrisi sağa kayar .
 Enflasyonun sonuçları: Faiz oranları yükselir
yatırımlar düşer Gelir dağılımı sabit gelirlerin lehine
bozulur Kısa vadeli ve spekülatif yatırımları artırır
Göstermelik tüketim artar ve tasarruflar azalır.
 Transfer harcamaları Transfer geliri elde edenlerin
marjinal tüketim eğilimi 1 olduğunda , cari ve
yatırım harcamaları kadar gelir artırıcı etkiye sahip
olur.
 Stagflasyonla mücadelede alınacak önlemlerden biri
Genişletici maliye politikası ile daraltıcı para
politikasının optimal bileşimi oluşturulmalı ve
uygulanmalıdır.
 Büyük bütçe açıkları sonucunda ortaya çıkan
olgular: Yüksek fiyat düzeyi Yüksek faiz Yüksek
borç servisi Yüksek dış ticaret
 Genel olarak gelişmekte olan bir ekonomiye özgü
istikrarsızlık kaynakları: İhracat miktarında
değişmeler Bütçe açıklarındaki değişmeler
Uluslararası Ticaret hacmindeki değişiklikler
Tarımsal üretimdeki değişmeler
 Türkiye'de ocak 1980'de uygulanmaya başlanan
ekonomik istikrar politikası önlemleri: İhracatın
artması, Yüksek faiz oranları, Ücretlerin
sınırlandırılması, Kamu harcamalarının azaltılması
 Türkiye'de 5 Nisan 1994 kararlarının alınmasını
gerektiren nedenler: Dövize olan talebin artması, İç
borç faizlerinin artması, Dış ticaret açığının
artması, Kamu açıklarının artması
 Tasarruf eğilimi, ekonomik büyümenin temel
öğelerinden biridir.
 Gelişmekte olan bir ekonomide vergi kapasitesini
belirleyen etkenler: Nüfus artış hızı, Bozuk gelir
dağılımı, Fert başına düşen gelir düzeyi , vergi
denetiminin etkinliği
 Gelişmekte olan ülkelerde vergi yönetiminin zayıf
olması Gümrük vergisini ön plana çıkarmaktadır.
 Yüksek faiz oranı ile yatırımların getiri süresi
arasındaki ilişki: Kısa sürede getiri sağlayan
yatırımlar tercih edilir.


 Gelişmekte olan ülkelerde özellikle artan oranlı
vergilerin kullanıldığı durumda kamu ve özel
yatırımların birbirine rakip olduğu iddia edilebilir.
Bu mantık Kamu yatırımları, teşvik edici olduğunda
genel verimlilik artışı sağlayacağı gerekçesi ile
reddedile bir.
 Kamu kesimi projeler değerlendirilirken dikkate
alınanlar: Dışsal maliyetler , Doğrudan faydalar ,
Dolaylı Fayda , Doğrudan maliyetler
 Gerçek gelir üzerinden alınan dolaysız vergilerin yol
açabileceği en önemli sakınca Toplam birikim
düzeyinin azalmasıdır.
 Bir ekonomide gelişmenin ilk aşamalarında Gider
vergisi ağırlıklı olarak uygulanır.
 Ortalama vergi oranı yüksek , marjinal vergi oranı
düşük olan bir vergi sisteminde Gelir etkisi en
fazladır.
 Dolaylı vergilerin özellikleri: Tüketim üzerine
salınır , Malların fiyatını yükseltir , Uyarılmış
yatırımlarıartırır, Tüketim harcamalarının
azalmasına neden olur .
 Türkiye'de 1980'li yıllarda uygulanan ekonomi
politikası İhracatın artırılmasına bağlı bir kalkınma
anlayışına dayanır.
 Türkiye de 1970'lilerden sonra Türkiye'yi
istikrarsızlığa iten ve 28 Ocak 1980 kararlarına
sürükleyen unsurlar: Üretim niteliği ve üretim
teknolojisinin geri kalması, Fiyatların hızla
yükselmesi , İthal girdilere aşırı bağlı kalınması,
Spekülatif faaliyetlere ağırlık verilmesi
 1980'li yıllarda izlenen ekonomi politikasının
uygulama sonuçları incelendiğinde İhracatın
artırılması amacının öne çıktığı görülmektedir.
 Devlet depresyonla mücadele etmek için bütçe açığı
verir bunu borçlanmayla finanse etmek isterse
konjonktür politikasına ters düşmemek için
borçlanmanın Merkez Bankasından yapılması
gerekir.
 Vergilerin kişisel gelir dağılımı üzerindeki etkilerini
gösteren yönteme Lorenz eğrisi yöntemi denir.
 Gerçek gelir üzerine salınan dolaysız vergilerden
vergi kaçırma kanallarının fazla olmasının sonuçları:
Kamu kesimine aktarılan fonların az olması,
Tasarruf kanallarının özel birimlerce verilmesi ,
Sermaye birikiminin özel sektörde oluşması,
Vergilemede adalet ilkesinin sarsılması
 Yeniden gelir dağılımı değiştirilmesi maliye
politikasının temel amaçlarından biri değildir.
 Yerel yönetimlerin kendi gelir kaynakları: Emlak
vergisi , Bazı meslek vergileri , İşyeri kurma izin
rüsumları, Hemşerilik mükellefiyetleri
 Ani amortismanın getirisi ilk yıllarda elde edilen
yatırımları daha avantajlı hale getiren bir teşvik
aracıdır.

 Klasik yaklaşımın temel varsayımları: Her arzın
kendi talebini yaratması, Bütün piyasalarda tam
rekabetin geçerli olması, Ekonominin tam
istihdamda olduğu , Miktar kuramının geçerli olması
 Keynesyen Yaklaşıma göre Kamu harcamalarının
arttırılması toplam talebi doğrudan doğruya ve
kesinlikle artırır.
 Post Keynes yen beklentilerin ekonomik davranışa
hakim olduğunu ve bir ekonomide yatırımların temel
belirleyicisi olduğunu savunur.
 Philips Eğrisi analizi Tam istihdam - Fiyat istikrarı
arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla
kullanılmaktadır.
 Tam istihdam bütçe fazlasında bir değişikliğe yol
açabilen öğeler: Vergi oranları, Kamu harcamaları,
Fiyat düzeyi , Potansiyel gayrisafi milli hasıla
Maliye politikasının araçları: Kamu cari
harcamaları, Kamu yatırım harcamaları, Katma
Değer Vergisi hasılatı, Gelir vergisi oranı
 Transfer harcamalarındaki değişikliklerin, milli gelir
üzerinde aynı miktardaki reel harcamalara oranla
daha az bir etkiye sahip olmasının temel nedeni
Transfer harcamalarından yararlananların
gelirlerinin bir kısmını tasarruf etmeleridir.
 Kamu harcamalarında gerçekleştirilecek bir artış
eşit düzeyde vergi artışı ile finanse edildiğinde milli
gelir denge düzeyindeki değişme Kamu
harcamasındaki artış kadar artar .
 Keynesyen yaklaşıma göre yatırım talebi faiz
esnekliği Sıfırdır.
 Esnek döviz kurunun benimsendiği bir ekonomide
fiyatlar genel seviyesinde meydana gelecek bir
artıştan dolayı Ülke parasının değeri düşer, İhracat
azalır, İthalat artar, Yurt dışına döviz çıkışı artar.
 Yatırım talebi faiz esnekliğinin sonsuz kabul edildiği
bir ekonomide Para arzı artışı yoluyla milli gelir
arttırılabilir.
 İhtiyari maliye politikası yönteminde önlemlerin
fiilen uygulamaya konması ile ekonomik
istikrarsızlığın giderilmesi arasındaki süre
Etkilemeye ilişkin gecikmeye örnektir.
 Gider vergileri içinde konjonktürel esnekliği en
düşük olan vergi Özel tüketim vergisidir.
 Kişisel gelir vergisinin konjonktürel esnekliğini
arttıran etkenler: Artan oranlılık derecesinin
kuvvetli olması, Verginin kaynaktan kesme usulü ile
tahsil edilmesi , Vergi matrahının konjonktürel
gelişmeye hassas gelir türlerinden oluşması,
Verginin tahsil süresinin kısa tutulması
 Anti-enflasyonist politikaların gündeme geldiği
dönemlerde en şiddetli darbeyi Yatırım harcamaları
almaktadır.



 Kamu cari harcamalarında yapılacak bir kısıntı
aşağıdaki etkilerden hangisini ortaya çıkan etkiler:
Önceden yapılmış kamu yatırım harcamalarının
veriminin düşmesine yol açar. Personel ödemelerinde
yapılan kısıntı sosyal adalet ilkesi ile çatışır. Uzun
dönemde üretimde kalite kaybına yol açar. Toplam
kamu harcamaları üzerindeki baskı azalır.
 Anti-enflasyonist politika aracı olarak servet
vergilerinin doğurabileceği en önemli sakınca Servet
dağılımını bozmasıdır.
 "Artan Kamu Harcamaları Hipotezi" iktisatçı
Wagner tarafından ortaya atılmıştır.
 Devlet tahvillerinin halka satılması durumunda
Vadeleri içinde kişi ve kurumların portföyünde
tutulması likiditeyi kısıcı etki en yüksektir.
 Enflasyonda uzun vadeli borçların kısa vadeli
borçlara tercih edilmesinin temel nedeni Likiditeyi
daha fazla kısabilmeleridir.
 Devlete borç verenlerin ileride bu borca ait faiz yükü
geleceğinden dolayı tasarruf oranlarını
arttıracaklarını söyleyen görüş Barro Hipotezidir.
 Durgunluk dönemlerinde gelir vergisi otomatik
istikrar sağlayıcı olarak Artan oranlı tarife yapısı ile
etkili olur.
 1930'lara gelininceye kadar kuram ve uygulamadaki
hakim görüş tam istihdam ve fiyat istikrarının
Otomatik olarak sağlanacağını savunmaktaydı.
 B.Kitching'in 1971'de yapısal işsizlik ve enflasyonun
bir arada görünmesi olayını açıkladığı yaklaşım Real
Crowding Out Hipotezi
 Keynesyen Yaklaşıma göre geçici bir vergi azalması
toplam talep üzerinde ani ve önemli bir etki
yaratarak milli gelirin yükselmesine neden olur.
 Neo klasik yaklaşıma göre sermaye hareketlerinin de
kapsandığı dışa açık küçük bir ekonomide bütçe
açıkları Net ihracatın dışlanmasına neden olur.
 İthal girdi fiyatlarının çok artması, gelişmekte olan
ülkelerde karşılaşılan enflasyonun mali olmayan bir
nedenidir.
 Gelişmekte olan ülkelerde görülen iç istikrarsızlık
kaynakları: Tarımsal üretimdeki değişmeler,
Devletin mali sorunları yönetmedeki hataları, Politik
karışıklık ve istikrarsızlıklar, İzlenen yanlış para
politikaları

1 yorum:

havin dedi ki...

kısa sürede bilgi almak için uygun hazırlanmış tşk